1951. Benim dünyevi ve uhrevi bütün ihtiyaçlarımı ancak Allah bana verebilir.
Beni dünyevi ve uhrevi bütün korktuklarımdan ancak Allah emin edebilir.
Ben de bu yüzden sadece Ona ibadet eder, Ona kulluk eder, sadece Ondan ister, sadece Ondan korkar, sadece Ona el açar, sadece Onun karşısında boynumu bükerim. Beni yaratan O, yaşatan O, öldürüp hesaba çekecek olan O'dur.
ÖYLEYSE MESELE BİTMİŞTİR.
***
1952. Eğer bu dünyada sizi yaratan rabbinize secde edebiliyorsanız, ne mutlu size. Yok, secde edemiyorsanız, dünya sizin olsa fayda yoktur.
***
1953. "Allah kuluna kâfi değil midir?" Zümer Suresi 36
Evet, Allah kuluna kâfidir.
Onun her istediğini verebilir.
Onu bütün düşmanlarına karşı koruyabilir.
Onu başkalara muhtaç etmez, yani ona kâfidir.
Ona başkaları aratmaz.
***
1954. Allah'tan başkası bana ilah olamaz!
Çünkü Allah'tan başkası beni toprak olduktan sonra tekrar diriltemez!
Allah'tan başkası beni ebedi yaşatamaz!
Allah'tan başkası beni cennete koyamaz!
Allah'tan başkası düşmanlarımı cehenneme atamaz!
Ve hakeza..
***
1955. "Mehdi gelse de Ona asker olsam" diye hasretle bekleyenler; yetişemeseler bile aynen olmuş gibi mükafatlarını alacaklardır, inşallah.
***
1956. Suyu musluktan alırsın, amma bilirsin ki bu su musluğun işi değildir.
Aynen öyle de;
Yumurtayı tavuktan alırsın, amma bilirsin ki bu yumurta tavuğun işi değildir.
Sütü inekten alırsın, amma bilirsin ki bu süt ineğin işi değildir.
Kirazı ağaçtan alırsın, amma bilirsin ki bu kiraz ağacın işi değildir.
Ve hakeza....
***
1957. İnsanlar gaflette olmayı severler, çünkü onda rahatlık vardır. Ölümden bahsetmeyi sevmezler, çünkü ölümden bahsetmek gafletten uyandıran acı bir gerçektir.
***
1958. Devamlı olan şeyler sıradanlaşır ve görünmez ve farkedilmez olurlar. Bunun için mesela, arabalardaki sinyal lambaları yanar söner ki dikkat çeksin. Devamlı yansa dikkat çekmez.
Aynen öyle de, sıhhatli olmak büyük nimettir, fakat devamlı olursa o büyük nimet sıradanlaşır ve önemini kaybeder. İşte bunun için insana sıhhati veren zat arada bir onu hasta eder ki sıhhat nimetini fark edip şükretsin.
DİĞER BÜTÜN NİMETLERİ BUNA KIYAS EDEBİLİRSİNİZ.
***
1959. Para sebeptir!
Dünyanın dört bir tarafına gittim ve gördüm; hayat hiç bir yerde kolay değil. Herkes geçimini sağlamak ve para kazanmak için koşuşturuyor.
Halbuki burada para kazanmak aslında sadece bir sebeptir. Asıl olan Allah cc o insanları o işlerde pek çok hikmetler için çalıştırıyor.
***
1960. Görseniz ki çok zengin bir adam, çok değer verdiği küçücük oğlunu zor sartlarda çalıştırıyor. Anlarsınız ki o adam oğlunu para kazanması için çalıştırmıyor. Belki hayatı anlaması ve herşeyin kiymetini bilmesi için çalıştırıyor.
Aynen öyle de; sonsuz zengin ve cömert olan rabbimiz biz kullarını bu dünyada, zor şartlar altında çalıştırıyor. Anlıyoruz ki; biz para kazanalım diye değil, belki pek çok hikmet için çalıştırıyor.
İşte o hikmetleri anlarsan ve ona göre calışırsan, adamsın. Yoksa, sadece para kazanmak için çalışıyorsan, ne kadar yazık..
***
1961. MEHDİ AZAM GİZLİ OLACAKMIŞ!!!!!
Mehd-i Azam o kadar gizli olacakmış ki herkes Onu bilemeyecekmiş!..
Mâşallah... bunu kim uydurdu ki...
Dünya çapında Kuran'ı tatbik edip alemi islamı bir bayrak altında toplayacak Mehd-i Azam nasıl gizli kalacak acaba?
HİÇ BU KADAR SAÇMA FİKİR DUYDUNUZ MU?
***
1962. BEDİÜZZAMAN HZ.LERİ MEHDİ-İ AZAM'IN GELECEĞİNİ RİSALE-İ NUR'DA ŞU ŞEKILDE İLAN ETMİŞTİR.
o gelecek adam olduğumu iddia edemem, hiçbir cihette liyakatım yoktur. Fakat o ileride gelecek acib şahsın bir hizmetkârı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı ve o büyük kumandanın pişdar bir neferi olduğumu zannediyorum.
Barla - 283
***
1963. Sen sanıyor musun, dertlerinle başbaşasın ve kinsenin senden haberi yok!
Yok, yok, öyle değil. Senin, seni gören, bütün dertlerini bilen ve bütün ihtiyaçlarından haberdar olan, seni senden fazla düşünen bir rabbin var.
***
1964. Türkiye;
100 senedir laik kanunlar ile yönetilmektedir, islami kanunlar ile değil;
100 senedir okullarda çocuklar laikliğe göre yetiştirilmektedir, islama göre değil;
100 senedir mahkemelerde laik kanunlara göre hükmedilmektedir, islami kanunlara göre değil.
EĞER BİR ŞİKAYETINİZ VARSA GİDİN, LAİKLERİN YAKASINA YAPIŞIN.
BIRAKIN ARTIK ŞU MÜSLÜMANLARIN YAKASINI!...
***
1965. Senin muhakkak bir davan olsun veya muhakkak bir davanın parçası ol!
Mesela; teker arabanın bir parçasıdır. Bütün parçaların birleşmesinden araba meydana gelir. Bu arabada her bir parçanın önemi ve değeri vardır.
Teker o arabanın parçası olduğu sürece çok kıymetli ve değerlidir. Eğer teker arabadan ayrılır ve tek başına olursa hiç bir kıymeti olmaz!
Arabanın sahibi için de her bir parça kıymetli, önemli ve değerlidir, o, arabanın bir parçası olarak kaldığı sürece. Aynen öyle de, dava islamiyyettir. Sen eğer bu davanın bir parçası olursan çok kıymetli olursun. Yok, eğer o davadan ayrı kalırsan kıymetin de olmaz!
***
1966. Kuzu dünyaya gelir, bir bakmışsın annesinin memelerinde de süt meydana gelmiş. Koyunun bu sütte hiç bir müdahelesi yoktur. Süt, kuzu için annesinin memelerinde kuzuyu yaratan tarafından yapılmıştır. Dolayısıyla anne kuzuya sütü minnet etmeden verecektir.
Buradan anlaki, sana verilen herşey senin için degildir, pek çokları başkalara vermen için sana verilmiştir.
Öyleyse onu onlara minnet etmeden vermen gerekir. Vermezsen veya minnet ederek verirsen suç işlemiş olursun.
Aynen bunun gibi;
Öğretmene öğrenciler verildiyse, o öğretmene öğrencilere vermesi için bilgiler de verilir. Bu bilgileri öğretmen öğrencilerden esirgeyemez!
Bir mürşidin talebeleri varsa ona da feyiz verilir, ta ki o feyzi minnet etmeden ve esirgemeden kendisinden bekleyen talebelerine versin.
Bir erkeğe hanım ve evlat verildiği zaman o hanımın ve o çocuğun rızkı erkeğin eline verilir ki, o da hanımına ve çocuğuna versin.
Bu konuda binlerce örnek verilebilir.
Allah böyle kanun koymuş. Koyun da, mürşid de, baba da ve hakeza hepsi birer sebeptir, hakikatte onları onlara veren Allah'tır.
Ancak bunlar da sebep olduklarını bilmeleri şarttır. Yoksa ben kazandım, ben yediriyorum, ben vermesem açsınız gibi düşünmemelidir.
Veya bir mürşid kendisine gelen feyizleri müridlerine cömertce vermelidir, minnet ederek değil. Bunlar sadece birer numunedir. Yoksa çevremizde bunun gibi binler örnek mevcuddur. Tefekkür ederek anlamaya çalışmalıdır.
***
1967. Kurt kuzuya saldırır, köpek te hayatı pahasına sürüyü korumaya çalışır. Fıtrat böyle.
Allah erkeği dışarı işlerde çalışıp kazanacak ve ailesine bakacak fıtratta yaratmış ve evin geçimini ona vermiştir. Kadını da çocuk doğuracak, bakıp büyütecek şekilde yaratmış ve kadına da bu görevi vermiştir. Kadına evini geçindirme görevi de vermemiştir.
Günümüzde ise kadınlar adeta fıtratın kendilerine biçtiği rolü beğenmemişler ve hatta red etmişlerdir.
"Biz de ekmeğimizi kendimiz kazanacağız, erkeğin eline bakmayacağız, kendi ayaklarımız üzerinde duracağız" diye fıtratlarına uygun olmayan ve kendilerine verilmeyen ev dışındaki işlerde çalışmaya, kariyer yapmaya başlamışlardır.
Halbuki güzel olan; birşey ne için yapılmışsa ona uygun kullanılmasıdır. Aksi takdirde problemler kaçınılmazdır. Nitekim, kadınların kötü niyetli erkeklerin de teşviki ile, fıtratlarına zıt bir yola girmelerinin hem kendilerine hem de toplum ve aileye olan bedeli ağır olmuş ve olacaktır.
BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN DEVLETİN DE
KADINLARI DAHA FAZLA İŞ HAYATINA ATABİLMEK
İÇİN TEŞVİK ÜSTÜNE TEŞVİK VERMESİ KABUL EDİLEMEZ..
Toplumun bozulmasında ki baş sebeplerden birisi de budur. Nitekim Bediüzzaman hz.leri "kadınları yuvalarından çıkardılar, beşeri bastan çıkardılar, yuvalarına dönmeli" demiştir.
Toplumu düzeltecekleri umuduyla yukarı gönderilenlerin de toplumu bu şekilde bozmaya devam etmeleri ve bunun için teşvik üstüne teşvik vermeleri umudları tüketmiştir.
ARTIK UMUDLAR GELMEKTE OLAN YENİ DÖNEMDEDİR.
***
1968. İLK DEFA YAZIYORUM!
İnsan dünyaya gelir, çocukluktan gençliğe geçerken yavaş yavaş dünyayı da görmeye ve fark etmeye başlar.
Bakar ki; dünya zulümlerle dolu; Açlıklar, yokluklar, zulümler, vs...
İster ki bu dünyayı değiştirsin. Zulümleri, yokluğu, fakirliği, giderip dünyayı zalimlerden temizlemeye ve kurtarmaya karar verir.
Bir müddet böyle devam eder, amma bakar ki bu dünyayı değiştirmesi mümkün değil.
Bu defa hiç olmazsa ülkemi değiştireyim, zalimlerden kurtarayım, garibanlara yardım edeyim, kötülükleri kaldırıp iyilikleri getireyim diye karar verir. Artık bunun için fikirler üretmeye, faaliyet göstermeye başlar. Bu arada yıllar da geçmeye devam eder. Bakar ki ülkeyi de düzeltmesi ve değiştirmesi mümkün değil, bunu anlar ve der ki, bari, içinde yaşadığım şehri düzelteyim. Bunun için gayret etmeye başlar. Fakat nafile..bir müddet sonra şehrini de düzeltemeyeceğini anlar ve bundan da vaz geçer.
Bari ailemi, akraba, eş ve dostlarımı düzelteyim der ve bir müddet te bunun için gayret eder. Amma anlar ki bu da mümkün değil.
Anlamaya anlar amma, ne fayda,
Veee nihayet kendini düzeltmeye ve değiştirmeye karar verir.
Verir amma, bu arada yaşı da 60'ı geçmiştir.
NİHAYET OLMASI GEREKEN YERE VARMIŞTIR. PEKI....DÜNYAYI DÜZELTEN OLMUŞ MUDUR VEYA BU MÜMKÜN MÜDÜR?
Evet, mümkündür. Ve bunu yapanlar da olmuştur!
NASIL MI?
Gayet basit....
Hakiki imanı elde ederek bunu başarmışlardır. Hakiki imanı elde edenler dünyayı düzeltmişler, bütün zulümlerden arıtmışlar ve içinde keyf etmişlerdir.
BU NASIL OLMUŞ?
Anlamışlar ki bu dünya son derece güçlü, kâdir, âlim, her yeri görüp herşeyi bilen, ne yaparsa güzel yapan bir zatın ülkesidir.
O zat'ın herşeye gücünün yettiğini, herşeyden haberdar olduğunu, her yeri görüp her sesi işittiğini ve ne yaparsa güzel yaptığını anlamışlar.
Nihayetinde; her şeydeki ve her olaydaki güzellikleri de görmüşler ve olan herşeyin ne kadar yerli yerinde ve ne kadar güzel olduğunu, hatta bu olanlardan daha güzelinin mümkün olmadığını görmüşler, anlamışlar ve bu güzellikler karşısında hayran kalıp secdeye kapanmışlardır.
Dolayısıyla bu zatlar o kadar harika ve güzel bir alemde yaşamaya başlamışlar ki, zaten onların bu aleminde çirkin bir şey yokmuş ki, düzeltsinler.
Her şey yerli yerinde imiş.
Bunu anlayan Ibrahim hakkı hz.leri, imamı Gazali hz.leri, Bediüzzaman hz.leri, Merkez efendi gibi zatlar kitaplarında herşeyin yerli yerinde olduğunu, bu alemde abes birşeyin olmadığını ilan etmişlerdir.
***
1969. Hata, kusur ve günahlarını hatırladıkça ciğerlerin yanıyorsa, onlar için tövbe ve istiğfarla meşgul isen doğru yoldasın demektir.
***
1970. Nefsim ile bu günü veya bu an'ı yaşıyorum. Akıl, kalp ve ruhumla da geçmiş ve gelecek bütün alemde geziyorum.
***
1971. Senin hayatındaki haram ve helâlleri kim koyuyorsa rabbin ve ilahın odur. Eğer nefsin ne isterse onu yapıyorsan ilahın nefsindir.
***
1972. TÜRKİYE'NİN 100 YILLIK
DEĞERLENDİRMESİDİR.
Kemalizm'in semavi olmayan bir din olduğu artık bilinmeli ve kabul edilmelidir. Bunu başta kemalistler yapmalıdır. Zira onun da bir kurucusu var, ibadeti var, emirleri var, yasakları var, kanunları var, eğitimi var, mahkemesi var, devlet idaresi var, yani din olması için lazım olan herşeyi var.
Kemalizm ile islam sistem olarak taban tabana zıttır. Müslüman millet kemalizme göre yaşamaya mecbur edilmiş. Elbette devlet imkanları da devletin elinde olduğundan devlet kemal8zi dayatmış, millet te müslüman olunca dininden vazgeçememiş, ve neticede büyuk sıkıntılar yaşanmıştır..bu durumda vatandaş 100 senedir bir türlü ne yapacağını bilememiş ve hâlâ bilemiyor.
İslam'ın olduğu yerde kemalizm olmaz. Bu yüzden islama göre yaşayalım diyenler en şiddetli sekilde cezalandırılmıştır. Zor bir durum. Bu güne kadar işin içinden çıkılamamış..bundan sonra da çakılacağa benzememektedir.
Halk çare olarak iktidardakiler kendilerinden olursa işlerin düzeleceğine inanmış, seçim de olduğundan bunu kendisi için bir fırsat bilmiştir.
Bu yüzden halk iktidarı ele geçirebilmek için seçime yüklendi, kendisinden olduğunu düşündüğü kişileri başa geçirebilmek için 80 sene uğraştı.
Nihayet yapılan büyük gayretlerin neticesinde halk kendisinden olduğuna kesin olarak inandıklarını başa geçirdi.
Bu başa geçenler ilk zamanlar elbette hemen iktidar olup değisikliği yapamayacaklardı, kolay değildi. İlk yıllarda halk bunu normal karşıladı. Nasil olsa daha sonra artık kemalizmden kurtulacaklar ve dinimize göre bir hayata geçeceklerdi.
Zaman geçti, yıllar geçti ve bu halkın kendilerinden olduğuna inandıkları muktedir de oldular. Ne dedilerse yapacak güce ulaştılar ve yapmaya başladılar. Bu defa bunlar kemalizme öyle sahip çıktılar ki kemalistleri de geçtiler. Meğer kemalizm ne kadar kıymetli birşeymiş te biz fark edememişiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret edenlerin bu ülke sınırları içinde nefes almaya hakkı yoktur.'' İslami gelişmeler beklenirken yıkılmaya yüz tutmuş kemalizmi iyice kuvvetlendirdiler.
İktidara gelene kadar kemâlistlerin avrupadan kanunlar getirip tatbik ettiklerini eleştirenler, önceden getirilenler kanunlar yetmezmiş gibi, bir de avrupa gavurları ne emrederse o kanunları çıkarıp uygular oldular.
Sadece kemalizmin kanunlarını uygulamakla kalmadılar, bir de avrupa ne emrederse o kanunlari çıkarıp tatbik etmeye başladılar.
İSLAMIYET Mİ?
ZİNA SERBEST NİKÂH KIYARAK EVLENEN
GENÇLER HAPİSTE. GERİSİNI ARTIK SEN ANLA.
***
1973. Söyleyeceğin söz doğru amma fitneye sebep olacak, millet birbirine girecek! O doğru sözü söyleme!
***
1974. Keyfin yerindeyken isyan edersen, belâ-musibet gelince de vaveyla etmeyeceksin!
***
1975. Fitneye sebep olabilecek her söz ve hareketten şiddetle kaçınmak gerekir!
***
1976. Eğer bir gün gelir ve ben hakkı söylemezsem, o zaman şahsiyetimi kaybetmişim demektir.
***
1977. Bu belânın gelmesinde;
1.Devlet idaresinde ve toplum hayatında Kur'an'ı ve islamı yasaklayan idarecilerin,
2. Toplumu uyutan hocaların,
3. Cadde ve sokaklarda çıplak gezen kadınların, 4. Karısını kızını 3-5 kuruş para verecekler diye erkeklerin arasına dinimizin müsaade etmediği sekilde sokan erkeklerin,
5. Allah'ın emir ve yasaklarını unutup, her türlü isyanı işleyen toplumun,
PAYI BÜYÜKTÜR.
***
1978. İman ve Kur'an hizmeti yolunda velev en küçük bir nefer olsan büyük bir makamdır.
Bu makama dünyevi maksadlar peşinde koşan ehli dünya, nefsin istek ve arzuları peşinde koşanlar ve haramları işleyenler ulaşamazlar.
***
1979. Risale-i nurlar herkese mânâ kapılarını açmıyor! Bu, benim için hakkal yakin mertebesinde olan bir meseledir.
Evet, risale-i nurlardaki o yüksek mânâ alemine herkes giremiyor. Kimler giremiyor veya bu mânâ alemleri kimlere açılmıyor?
1. Nazarı dünyada olan, dünyevi menfaatlerin peşinde koşanlara bu mânâ alemi açılmıyor. Risaleleri ezberlese de olmuyor.
2. Dünyevi maksadlar ve dünyevi menfaatler peşinde koşan, amma görünüste dine hizmet ediyor görünen cemaatlerin derslerinde mânâlar gizleniyor ve açılmıyor.
3. Risalede mevcut önemli tabirlerin mânâlarını yanlış yorum ve teviller ile bozanlara risale-i nurlardaki mânâlar kapanıyor. Özellikle bu, yanlış yorum ve teviller ile oradaki kelimelere farklı mânâ verdiğin takdirde artık risale-i nur senin için kapanmıştır.
4. Elbette, dinimizde yasaklanmış haramları serbest işleyenlere ve nefsinin heva ve hevesi peşinde koşanlara zaten risale açılmaz.
Bu mesele benim için hakkal yakin mertebesinde inkişaf etmiş bir meseledir.
Bu güne kadar bu yanlışlıkları yaptıklarından dolayı kendilerine risalelerin açılmadığı kişiler suçu kendilerinde değil de risaledeki kelimelerde aramışlar, hatta kelimeleri değiştirmeye kalkmışlardır. Evet, suç kelimelerde değil, suç nazarın dünyada olmasında ve haramları bilerek ve severek işlenmesinde, yani takvanın olmayışındadır.
DAHA DETAYLI ŞEYLER DE YAZILABILIR. LÂKİN BU ESASLAR DA YETERLİDİR.
***
1980. ÇİZGİ FİLMLER ÇOCUKLARIMIZI ZEHİRLİYOR.
Çocuklara devamlı herseyi bilen, gurur, kibir abidesi şeklinde olan çocuk örnekleri gösteriyorlar.
Adeta olayları öyle işliyorlar ki, büyükler bilmiyorlar, o çocuklar biliyorlar.
Konuşmaları çok itici...yani kibir dersi veriyor.
Bunu hissediyordum fakat adını koyamiyordum. Şimdi koydum..neslimizi cizgi filmler ile mahvediyorlar, gözümüzün önünde...
Bu Corona'dan daha kötü ve buna bir tedbir alan da yok..
***
1981. Zariyat 31,32,33,34,35,36.Ayetler:
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
«Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik.»
«Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik).» (Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır).
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık. Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
► Karısı dışında onu ve ailesini kurtarmıştık. Onun geride (helak olanlarla kalmasını) takdir ettik. (27/Neml
57)
Lut as ile ilgili ayetler yukarida..yani melekler lut kavmine geldiği zaman 80.000 kişi gece teheccüd kılıyordu diye yaygın bir inanış var..ayetlere bakınca bunun doğru olmadığı anlaşiliyor.
Bilinsin istedim.
***
1982. Corona herseyi sebeplerden bilip, kendi kendine olduğunu söyleyenler ile herşeyin Hak'tan olduğunu söyleyenleri birbirinden ayırmıştır. Zaten vazifesi buydu.
***
1983.
Insanda ifrat ve tefrit şeklinde hareket etmeye büyük bir meyil var.
Dolayısıyla her hareketimiz de ve işimizde istikametli olmak kolay değildir.
***
1984. Herşey hâyâ ile bağlıymış meğer.
Hâyâ gitti, herşey bitti.
***
1985. Kominizm, açıktan inkâr ve Rusya; Demokrasi, aldatarak iş görmek ve Amerika.
Hangisi deccal?
Deccal aldatarak iş görecek, zaten arabca deccal demek "çok aldatıcı" demek.
Şimdi açıktan inkâr eden mi yoksa kur'an'ı bütün dünyada yasaklayan, sonrada beyaz sarayda kuran okutup iftar veren mi deccal?
Evet, büyük deccal Amerika ve başındakilerdir.
***
1986. Nefsinizin istek ve arzularını yerine getirmek için koyulursanız aleminiz gittikçe daralmaya ve küçülmeye başlar; en nihayet boğulur gidersiniz!
Eğer Allah'ın emri ve istekleri doğrultusunda yürümeye başlarsanız aleminiz ve istifadeniz gittikçe genişlemeye başlar.
Yol iki....
***
1987. Risale-i Nur talebesi ve özellikle abilerin Risaleye uymayan fikirleri ve sözleri onların şahsi kanaatleri olup onların şahıslarını bağlar. Risaleyi bağlamaz!
Mesela; Kendilerini görüp ellerini öptüğüm pek çak abi, şu anda hayatta olan Hüsnü abi gibi, izaha karşıydılar..bu onların şahsi kanaatidir. Amma risalede Üstad hz.leri "şerh ve izah sizin vazifeniz" diyor. Burada üstad hz.lerinin risalede geçen sözü geçerlidir. Mesela; Üstad hz.lerine pek çok abi mehdi azam dediler ve diyorlar. Amma üstad hz.leri mehdi azam'ın geleceğini açık olarak kitapta yazmış. Hatta üstad hz.leri hayattayken bu abileri bu fikirlerinden vaz geçirmek için çok ugraşmış amma vazgeçmemişler.
Demek abilerin şahsi kanaatleri kendilerini bağlar amma esas olan kitaptır.
***
1988. Sen kimsin ki....
Sen daha abdest almasını bilmezsin...
Sen elimizde büyüdün...
Daha dünkü çocuksun..
Sen ne anlarsın....
Bu ve benzeri cümleler size birşey anımsatıyor mu? Evet, bunları özellikle cemaatlerde genelde önde gelenler kullanırlar. Eğer cemaatten veya dişardan birisi bazı yanlışlıkları fark edip itiraz ederse onu susturmak için bunları söylerler.
İtiraz eden haklıysa elbette onu susturmak mümkün olmaz. Bu durumda onu böyle cümleler ile tezyif ve tahkir ederler ki kimse onları dinlemesin, etrafindaki adamları da gerçeği görmesin.
Eğer bu metod da etkili olmazsa kaba kuvvete baş vurabilirler.
Örnekleri çoktur. Bu gerçeği dün farkettim. Bunu çok kullanıyorlar, bana karşı çok kullanan oldu...nedenini anlayamıyordum. Dün bunu anladım, fark ettim. Size de böyle yapanlar olursa sakın etki altında kalmayın...hakkı söylemekten vazgeçmeyin.
***
1989. Erkek ailede otoritesini kaybetmişse o aile aile olmak vasfını kaybetmiştir
***
1990. Erkekler boş gezerken kadınların çalışmaları için teşvik üstüne teşvik verenler aileyi ve toplumu bozmak için uğraşan zalimlerdir.
***
1991. Ailede erkeğin otoritesi biterse aile de bitmiş demektir.
Kadınlara ekonomik özgürlük sağlamak için okumaya ve çalışmaya teşvikin altında işte bu sinsi plân yatmaktadır.
Aileyi dolayısıyla toplumu bitirmek!
Başardılar da...
***
1992. Bir kadın namusluysa onda başka özellik aramaya gerek yoktur, tamamdır yani.
Eğer bir kadın namussuzsa onda başka özellik aramaya gerek yoktur. Bırak gitsin..
***
1993. 1 gr mikrop Allah'ın askeri olunca dünyayı dize getirdi.
Eğer sen de Allah'ın askeri olsan dünya senin önünde de dize gelecektir!
***
1994. Dünya senin olmaz hiçbir zaman.
Geçici olarak istifade ne verilir..
***
1995. Topluma karşı vazifelerini yap amma, asla kendini unutma.
Başkaları için değil kendin için yaşa!
***
1996. İnsanları ve toplumu bozabilmek için aileyi bozmak gerekir.
Aileyi bozabilmek için babayı etkisiz hale getirmek gerekir.
İşte bunu yapıyorlar.
***
1997. Babanın hakim olduğu güçlü olduğu bir aileyi bozamaz sınız Dolayısıyla günümüzde ailede erkeğin otoritesini yok etmek için kanunlar çıkarmaktadırlar ta ki aileyi bozabilsinler.
***
1998. Çocuklar zayıf ve aciz olduklarından ailede sözü geçen otoriter güçlü bir baba görmek istiyorlar. Günümüzün şaşkın babalar ise çocukların her istediğini yaparak adeta çocukların emrine giriyorlar.
Bu durumda ailede olması gereken güçlü baba olmuyor.
Çocuk ise sığınacak güvenecek ailede sözü geçen bir baba görmek istiyor ve olmayınca da psikolojisi bozuluyor.
Olay budur...yeni cözdüm..
***
1999. Millet karılarını ve kızlarını deccal'a verdi. O da onları yalancı cennetlerinde kullanıyor. Sonra da "Deccal'ın yalancı cenneti ve yalanci cehennemî olacakmış" nasil olacak ki diye soruyorlar. Bu kadar yalancı cenneti de göremiyorsaniz manevi olarak körsünüz demektir.
***
2000. Çocuk dünyaya geldikten hemen sonra nefsi ile başbaşa olur. Yani canının istediğini yapar, hoşuna giden şeyi yapar, hoşuna gitmeyen şeyi yapmaz. Bu durum buluğ çağına erene kadar ya da 15 yaşına kadar devam eder.
15 yaşına geldiği zaman ona yaratanın emir ve yasakları gelir, yani nefsinin hoşuna giden birçok şeyi yani haramları terk etmesi istenir. Bir de nefsine zor gelen emirler: namaz oruç gibi, yapması istenir.
Genel olarak bu yaştaki çocuklar bu emir ve yasaklara kulak asmazlar ve hayatlarına nefsani bir hayat olarak devam ederler.
Ancak bir taraftan Allah'ın emir ve yasaklarının onu hatırlatılması, bir tarafından gözüyle gördüğü ölümün ve ahirete gidiş yolculuğunun olması onu ister istemez düşünmeye sevk eder. Nefsani hayatın sonu olmadığını görür ve dönüş yapmak Allah'ın emir ve yasaklarına göre bir hayata geçmek ister, amma bu kolay olmaz.
Bu dönüşü yapmak isteyen kişilerin en çok zorlandıkları şey;
1. O alıştıkları özellikle haram olan zevkleri terk etmektir.
2. Bu yoldaki arkadaşlarını terk etmek.
Yani kişi Allah'ın emir ve yasaklarını göre bir hayata geçmeye kalkarsa yalnız kalacağını düşünür ve en zorlandığı işlerden bir tanesi budur.
Arkadaşlardan ayrılmak.......ve çok insan bunu başaramaz.
Halbuki Allah için nefsinin hoşuna giden o zevkli haramları terk eden bir insan ve Allah için arkadaşlarını terk edip yalnız kalmayı kabul eden bir insanı Allah yalnız bırakır mı?
Elbette bırakmaz......Ama illa önce bu geçidin geçilmesi gerekir. Bu imtihanın başarılması gerekir.
Eğer bunu başarırsa ne olur?
Allah ona öyle güzel melek gibi arkadaşlar verir ki hiç yalnızlık çekmez ve ona öyle zevkli ve güzel meşgaleler verir ki önceki eski haramlardan aldığı zevkler hiç kalır.
***
2001. Dünya teknolojinin zirve yaptığı ve teknolojinin meyvesini verdiği dijital döneme girmek üzeredir. Bu dönem aynı zamanda dünyanın adalet ile dolacağı ve dünya çapında Kur'an'ın tatbik edileceği dönemdir. Yaşamakta olduğunuz deccallar dönemi ile Kur'an bütün dünyada yasaklanmış ve nefsani bir hayat getirilmiş ve küfür meyvesini vermiştir.
Şimdi ise teknoloji zirve yaparak dijital bir hayat ile meyvesini verecektir. Meyve işin sonu demektir. Bu teknolojinin zirve yaptığı ve dünyanın son döneminde Kur'an dünya çapında tatbik edilerek dünya adalet ile dolacak ve Peygamberizi sav'in haber verdiği Mehdi Azam dönemi yaşanacak ve iman cereyanı da meyvesini vermiş olacaktır.
Daha sonra ise her türlü sapkınlık yaygınlaşacak ve kiyamet bu sapıkların üzerine kopacaktır.
Lâ yağlemulgaybe illallah.
***
2002. Bu dünya yatma yeri değil, çalışma yeridir.
Hem dünyan için hem de ahiretin için çalışacaksın. Ne yaptınsa eline o geçecektir!
***
2003. Eşitlik mahkemede hukuk karşısında olur. Yoksa insanlar asla eşit değildirler.
***
2004. Bu dünyadan iman edip salih amel işleyenler köşeyi dönmüş olarak bu dünyadan ayrılırlar. Diğerleri ise iflas etmiş olarak ...
***
2005. İyi bir geçim için kadın idaresini bilmek gerek. Bunun için de kadına neyi söyleyeceğini neyi de söylemeyeceğini iyi bileceksin.
***
2006. Allah'a İsyan ederken bu kadar zevk olursa acaba itaat ederken ne kadar zevk olur?
***
2007. Insanlar genel olarak peygamberlere karşı çıkmışlar, onlarla mücadele etmişler, ve hatta binlerce peygamberi öldürmüşlerdir.
NEDEN?
Çünkü insanlar Gözleri ile gördükleri, yaşadıkları bildikleri, şeyleri kabul ederler ve ona göre yaşarlar.
Halbuki peygamberler onlara ancak akıl ile anlaşılabilen göz ile görünmeyen şeylerden bahsetmişlerdir; yani Allah var, bu kainatın sahibi demişler, ölüp toprak olduktan sonra yeniden dirileceksiniz demişler, yeniden dirilip hesap vereceksiniz demişler, Ve o zaman kurtulmak için şu anda sahip olduğunuz ve nefsinizin hoşuna giden şeyleri terk edin demişler. Yani insanları görmedikleri bir şey için mevcut hoşlarına giden şeyleri terk etmeye ve insana zor gelen şeyleri yapmaya davet etmişler. Sıcak yaz günlerinde oruç tutmak gibi, ellerindeki paranın kırkta birini fakirlere vermek gibi, her gün, güneş doğmadan kalkıp namaz kılmak gibi. İşte hemen hemen bütün peygamberlerin karşısına çıkılmasının, onlarla mücadele edilmesinin sebebi budur.
BU KONUDA RABBİMİZ YASİN SURESİ
30.AYETİNDE ŞÖYLE BUYIRUYOR:
"Yazıklar olsun o kullara! Ne zaman kendilerine bir peygamber gelse mutlaka onu alaya alırlardı." Günümüzde ise ehli hakikat ,aynen peygamberler gibi, insanların görmedikleri şeyleri söylerler, ona göre tedbir almaya, davranmaya davet ederler.
insanlar ise genel olarak gördükleri ve yaşadıklarına göre hareket ettiklerinden ehl-i hakikat aynen peygamberler gibi yalnız kalır, eleştirilir ve kendileri ile mücadele edilir ve hatta hapse atılır ve hatta idam da edilirler.
EHL-İ HAKİKAT OLMAK ZORDUR. ÇÜNKÜ İNSANLAR ONLARI ANLAYAMAZLAR!
***
2008. "Zaman cemaat zamanı"
ANLADIK...PEKİ CEMAAT NASIL OLUR?
Cemaatin nasıl olduğunu anlamak için orduya bakmak yeterlidir. O bir cemaattir. Yani bu Ordu içerisinde pek çok er de vardır General de, subay da.
Herkesin yeri vardır, vazifesi vardır, görevi vardır, sorumlulukları vardır, ve hakeza...
Yani, cemaat zamanı diye herkesi eşit tutmak doğru olmaz..öyle cemaat olmaz.
Mesela; arabalar binlerce çeşit parçadan oluşur toplamı bir arabadır.
Her bir parça yerinde önemlidir ve kıymetlidir; motor da önemlidir teker de önemlidir ama motoru teker yerinde kullanmaya kalkarsan arabayı bozmuş olursun. Aynen bunun gibi cemaatde de dersi yapacak bir baş, çekip çevirecek bir idareci, çay yapacak bir kişi, çayı dağıtacak başka bir arkadaş, meyve getirecek bir arkadaş ve bunun gibi kişiler bulunur.
Yoksa "cemaat zamanıdır, şahıs zamanı değil" diye cemaatteki herkesi eşit kabul etmek ve ona göre hareket etmek cemaat meselesini hiç anlamamış olmak demektir.
Nitekim bugüne kadar pek çok cemaat bu yanlış fikir ile bu günlere kadar gelmiştir.
***
2009. Insanlar görünüş olarak birbirlerine çok yakındırlar.
Mesela; bir yerde bir vali, önemli bir cerrah, iyi bir pilot, güzel bir öğretmen, iyi bir hakim, güzel bir doktor olsa çay içseler. Bunları birbirlerinden ayıran önemli bir özellik bulamazsınız. Hatta onlara çay getiren çaycı bile hemen hemen onlar gibidir, yani görünüş olarak insanlar birbirine çok yakındırlar.
Fakat aslında maddi olarak da manevi olarak da o kadar birbirlerinden uzaktırlar ki;
mesela; bir çaycı bir vali olmak istese hemen hemen imkansızdır.
Bir öğretmen bir beyin cerrahı olmak istese ne kadar çalışması gerekir. Veya onlar oralara varmak için ne kadar çalışmışlardır.. kolay değil.
Görünüşleri çok yakın olsa bile birbirlerinden çok uzaktırlar.
Aynen bunun gibi; insanlar manevi olarak ta birbirlerinden çok uzaktırlar.
Mesela; bir peygamber ile bir sahabe, bir âlim ile cahil bir adam, bir Mürşit ile sıradan bir adam görünüş olarak birbirlerine çok yakındırlar, ama aslında birbirlerinden o kadar uzaktırlar ki; adeta aralarındaki fark zerre ile Güneş gibidir.
Görünüşe aldanmamak lazım. İşte ahiretde insanların bu gerçek vaziyetleri ortaya çıkacak ve ebedi olarak ona göre muamele göreceklerdir.
Sakın herkesin bu dünyada görünüş olarak birbirine çok yakın olması sizi aldatmasın. Kendini de onlar gibi sanma.
Yarın ahirette muamele gerçek vaziyete göre olur. Yarın ahirette çok gerilerde kalmamak için burada çok çalışmalısın.
***
2010. Tarih boyunca hakkı savunmak zor olmuştur.
Çünkü herkes karşına dikilir.
***
2011. "Hele Şimdilik keyfime bakayım, daha sonra, ileride tövbe ederim" diye düşünüyorsanız; kesinlikle şeytan sizi kandırmıştır;
O tarihe kadar yaşayacağınız garanti mi? Veya yaşasanız bile tövbe nasip olacağı ne mâlum?
***
2012. Hakkı savunanların kaderidir;
bazen onlara deli derler, mecnun derler, olmadı fitneci derler, sen aramıza fitne soktun derler, olmadı tehdit ederler, olmadı hapse atarlar, olmadı idam ederler, Daha neler yaparlar neler. Hakkı savunanların işi zordur amma mükafatı da bir o kadar çoktur.
***
2013. Diyelim ki çok zekisiniz ve hafızanız çok kuvvetli; 6 ayda Hafız oldunuz.
1. Bu durumda eğersiz siz "Ben çok zekiyim, hafızam çok kuvvetli" diye övünürseniz, bu yasaktır. Çünkü Allah övünen hiç kimseyi sevmez . Ayet.
2. "Bu ne ki, önemli değil, basit bir şey" gibi sözler ile sizde bulunan bu nimeti inkâr ederseniz, nankör olursunuz. Bu da yasaktır. Allah nankörleri sevmez.
Ayet.
3. Allah'ın size verdiği bu nimeti yeri geldiği zaman hiç bahsetmez sanki yokmuş gibi davranırsanız, bu da yasaktır. Çünkü, Rabbimiz Duha Suresi'nde "Rabb'inin sana verdiği nimetlerden bahset" buyurmuştur.
4. O zaman bu kişi ne yapacak? Övünse suç, bahsetmese suç, inkar etse suç, yapacağı şey şudur:
Allah'ın diğer insanlardan farklı olarak kendisine verdigi bu nimeti yeri geldiği zaman dile getirip söylemek ve şükretmek...
Bu ölçüyü elinize alın, her durum için bu ölçüyü kullanın.
Mesela; adam çalışmış kazanmış zengin olmuş güzel bir hayat sürüyor. Şimdi bu adam bu ölçüye göre kendini beğenip övünmeyecek, Çünkü bu ayette yasak.
Kendisindeki bu nimeti yok deyip inkâr da etmeyecek.
Eğer bu nimetlerden bahsetmezse bu da suç oluyor.
Peki ne diyecek?
Diyecek ki; dünyaya geldiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu, Allah bize ne nimetler verdi, Ona hamdolsun, isterse bir anda hepsini geri de alabilir..
Artık diğer bütün şeyleri bu ölçüye göre değerlendirebilirsiniz..
***
2014. Cumhurbaskanı seni davet etse, herhalde ikrami da ona göre olur.
Aynen bu misal gibi, Allah Günde 5 defa ibadet için kullarını camiye davet ediyor. Elbette bu davete icabet edenlere ne gibi ikramlarda bulunduğu ve ileride bulunacağı hayal bile edilemez.
Bu davete icabet etmeyenlere insan denmez. Hatta bunlar ahmaktan da aşağıdırlar.
***
2015. Cüzi irade yok diyenler yaptıkları yanlış işleri kadere yıkmak istiyorlar ve mesuliyeti üzerlerine almak istemiyorlar..bu yüzden irademiz yok, Allah ne diyorsa o oluyor. Dolayısıyla biz mesul değiliz diyorlar.
Kaderi inkâr edenler ise Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri ve başarıları sahiplenmek ve onlarla övünmek istiyorlar. Kader ise bunu onlara vermiyor. Bunlar da illa sahiplenip övünmek istiyorlar. Bu yüzden kaderi inkâr ediyorlar.
İKİSİ DE BU YÜZDEN SAPIK FIRKA OLUYOR.
Ehli sünnet ise diyor ki iraden ile yapmış olduğun hata ve kusurlar sana aittir. Onlardan mesulsün...tövbe et. Allah'ın sana verdiği nimetler ve başarılar ise sana ait değildir, Allah'ın lutfudur. Öyleyse, bunlarla övünemezsin amma onlar için şükür etmelisin.
***
2016. Bir çift tatlı söze kanan bir kadını kandırıp mutlu olamayan evli bir erkek suçu kendisinde arasın.
***
2017. Acaba biz müslümanız diyenler putlara inanan, putları ilah edilenlerden utanıyorlar mı?
Bakın onlar bir tane putlarına dokundurtmuyorlar veya sen onların bir tane putuna dokunamiyorsun. Hatta korkundan veya menfaatım kesilmesin diye onların ilahları ve putları önünde saygı göstermek zorunda kalıyorsun.
Adamlardaki putlarına ve ilahlarına bağlılığa bak!!
Peki....sen ne yapıyorsun?
Senin dinin hükümleri kaldırılmış, yasaklanmış, kılın bile kıpırdamıyor.
BİL Kİ CENNET UCUZ DEĞIL....MÜHİM FİAT ISTER...
***
2018. Kaderi inkâr edenler gururlu, kibirli, kendini beğenen enaniyet sahibi insanlardır.
"Ben yaptım, ne kaderi?" demek isterler.
***
2019. Herkesi keyf ediyor mu sanıyorsunuz? Herkesin kendine göre derdi vardır. Herkes çektiğini kendi bilir!
***
2020. Tutturmuşlar bir "ölünün arkasından konuşulmaz!"
Bu laiklerin sözüdür ve din düşmanı olan kendi zalimlerini korumak için söylenmiştir.
***
2021. "İstibdad-ı mutlaka cumhuriyet namı vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla sefahet-i mutlaka medeniyet ismini vermekle, cebr-i keyfî-i küfrîye kanun ismini takmakla hem sizi iğfal, hem hükûmeti işgal, hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i İslâmiye'ye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar." Şualar.
***
2022. Fransa'da da olsak hakikatler inkişaf etmeye devam ediyor elhamdulillah.
Beklenen mehdinin risale-i nur talebesi olacağı ve bu daireden çıkacağı fikri tamamen uydurmadır ve gerçekle hiç bir alakası yoktur.
35 senedir risale okurum, bununla ilgili kitaplarda en küçük bir ima dahi yoktur.
Bu kadar yanlış fikir nasil ortaya atılmış, nasil yayılmış ve kabul görmüş, hayret!
Beklenen mehdi risalei nur talebesi olacakmış ta, talebe üstadından büyük olurmuymuş ta, eee....
Şimdi bu yanlış fikir iflas etmiştir.
Beklenen mehdinin risalei nur dairesinden çıkacağı fikri sadece bir uydurmadır!
Risalelerde bu yanlış fikri ima dahi eden bir cümle olmadığı gibi aksini söyleyen cümle çoktur. O ZAT;
âhirzamanın en büyük fesadı zamanında; elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdi, hem mürşid, hem kutb-u a'zam olarak bir zât-ı nuranîyi gönderecek ve o zât da Ehl-i Beyt-i Nebevîden olacaktır.
Mektubat - 440
O ZAT;
Alemi islamı bir bayrak altında,toplayacak ve seriatı, yani Kur'an'ı fiilen toplumda tatbik edecektir. O ZAT; yahudi ve hıristiyanları cizyeye bağlayacaktır.
O ZAT;
Cihad yapacak, eli silahlı olacaktır.
O Zatın vasıflarını yukarda Üstad yazmış..
Daha neler var..
Üstad'in talebesi olacak derken Sahabeden sonra en yüksek makamda olan ve peygamberimiz sav"in haber verip.müjdelediği Zat'ı, nur dairesinden çikmış bir talebe seklinde basitlestirmek cinayettir..
***
2023.Demokrasi Allah'ın haram edip yasak ettiklerinin serbest edildiği beşeri bir sistemidir.
****
2024.Önemli bir tespit!
Cenab-ı Hak ekser olarak mahlukatı çalıştırır ve ücreti içinde verir. Herhangi birşeyi yaparken aldığımız zevk budur.
Bu kanun hayvanlarda da geçerlidir.
Arı balı bu şekilde yapar, arslan yavrusunu bu şekilde besleyip büyütür, çocuklar oyundan bundan dolayı zevk alır, yemek yerken aldığımız zevk te böyledir. Gördüğüm kadarıyla Cenab-ı Hak en büyük zevki aile, yuva kursunlar ve nesli devam ettirsinler diye karıkocaya veriyor. Aile toplumun temeli, çekirdeği, aile toplumun olmazsa olmazı ve şartı... Bu yüzden Cenab-ı Hak evleniniz buyurmuş peygamberimiz sav evleniniz buyurmuştur.
En büyük bozguncu olan Deccallar da gözlerini aileye dikmişler ve onu bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Aileyi bozabilmek için ilk yapılacak şey ailede erkeğin otoritesini yok etmektir.
Deccallar bunun için devlet gücünü kullanıp erkeğin elini kolunu bağlayacak kanunlar çıkarıyorlar. Yani karın oynaşını eve getirse karışmayacaksın, yoksa seni hapse atarım diyor ve atıyor.
Kızın çırılçıplak sokağa çıksa karışmayacaksın yoksa seni evden atarım diyor ve atıyor.
Bu şekilde erkeği evde etkisiz hale getiriyor.
ELBET BU YETMİYOR!
Toplumu ve aileyi bozabilmek için kadının evden çıkması şarttır.
Bunun için erkekler boş gezerken kadınlara teşvik üstüne teşvik veriyorlar ki kadınlar yuvasından çıksın. Çünkü yuvasında oturup ülke için asker yetiştiren kadınları bozamazsın, dolayısıyla aileyi ve toplumu da bozamazsın.
GÜÇLÜ KADIN DEDİKLERİ BUDUR.
HAYDİN KIZLAR OKULA DA BUDUR!
KADIN DA ÇALIŞMALI DEDİKLERİ BUDUR. KADIN DA EKMEĞİNİ ELİNE ALMALI DEDİKLERİ B7DUR.
KADIN ERKEĞİN ELİNE BAKMASIN DEDİKLERİ BUDUR VE HAKEZA...
Kadına yuvasından çıkması karşılığında büyük paralar veriyorlar ki böylece erkeğe olan muharçlığı da kalmasın.
Ve böylece her haltı yiyebilsin, erkek engel olamasın.
Kadının yuvasından çıkmasını sağlamak yetmiyor. Bu defa istediği gibi giyinebilir, istediği gibi gezebilir, hatta zina da edebilir diye kanun çıkarıyorlar.
Bu da yetmiyor...
Erkeğe diyorlar ki karına karışmayacaksın, kızına karışmayacaksın..eğer onlara karışmaya kalkar ve onları engellemeye calışırsan seni hapse atarım diyor ve de atıyor.
DEMEK BÜTÜN BUNLARI YAPMAKTAKİ MAKSATLARI AİLEYİ VE DOLAYISIYLA TOPLUMU BOZMAKMIŞ.
DECCALLAR BÜTÜN BUNLARI YAPARKEN BİZİM HOCALAR DA " DECCAL GELECEK AMMA KİMBİLİR NE ZAMAN" DİYE DURSUNLAR.
HANİ DECCALLARIN YALANCI CENNETİ OLACAK
YA...IŞTE DECCALLAR KADINLARI KIZLARI
YUVALARINDAN CIKARIP YALANCI CENNETLERİNDE YALANCI HURİLER OLARAK KULLANIYOR!
TABIII...BUNLARI MANEN GÖZLERİ KÖR OLANLAR
GÖREMİYOR. BUNLAR İMAN NURU İLE GÖRÜLEN ŞEYLERDİR!
Ne dersiniz, mehdi diye deccalların peşinden giden nurcu abiler?!!! Haaa...ne dersiniz?
***
2025.İnsanlar iki guruptur:
Allah'ın nimetlerinden istifade edip Ona teşekkür edenler ve Allah'ın nimetlerinden istifade edip nankörlük edenler.
Zaten Allah'ın nimetlerinden istifade etmeyen yoktur!
***
2026.Karısıyla arası bozulduğu zaman evi terk eden erkek "akılsız erkek"tir.
Ev senindir. Evi terk edecek veya evden gidecek biri varsa o da kadındır.
Eskiden babasının evine giderdi.
***
2027. Demokrasi dinimize gore mahkemede şahitliği bile kabul edilmeyen kişilere hakimlik yaptıran beşer sistemidir.
***
2028. Allah'ın emrettiklerini yapmak, yasak ettiklerini yapmamak fiilen ve hâl dili ile "Ben senin kulunum" demektir.
Ya...yapmamak?????
***
2029.Bu dünyada iki dava vardır; Birisi iman,diğeri küfür...
İman tarafı Allah'ın emir ve yasaklarını bütün dünyada tatbik etmek ister ve bu ugurda cihad yapar mücadele eder.
Diğerleri de buna engel olmak için uğraşır.
Eğer senin bu davadan haberin yoksa zaten sana adam denmez!
***
2030. Ölüm ne güzel şey; herkesi sevdiğine kavuşturuyor!
***
2031. Sübhanallah harikalar aleminin anahtarı gibidir.
***
2032. Bu memlekette müslümanım diyen öyle münafıklar var ki Allah'ın hükümlerini duymaya bile tahammül edemiyorlar!
***
2033. Allah "evleniniz" diyor,
Peygamberimiz sav "evleniniz" diyor!
Allah evlenenlere büyük ücretler veriyor. Ve mecbur kalmadıkça yuvanın devamını istiyorlar.
Şeytan ise yuvaların yıkılması ve zinanın yaygınlaşması için uğraşıyor.
Şimdi, demek zinanın yaygınlaşması ve yuvaların parçalanması için uğraşanlar şeytan tarafına çalışıyorlarmış!
Ölçüye vurunca böyle çıkıyor..
***
2034. Şahsi kanaatimdir.
Her kim olursa olsun istikametli olmak şartı ile iman ve Kuran hizmetinde bulunuyorsa mübarektir ve inşallah kurtulur.
Bu kişi ister sadece Kur'an'ı okumayı öğreten kişi olsun isterse kitap yazan.
İsterse hizmet edenlere çay dağıtan birisi olsun ister yazıcı olsun ister okuyucu olsun istersen kitapları getirip götüren birisi, hangi grupta olursa olsun. Eğer samimi olarak Allah için, İslamiyet Kuran hizmetinde koşuyorsa, bu kişilerin kurtulacağını, hatta büyük mükafatlar da alacağını umut ediyorum. Bu yüzden diğer hizmet gruplarındaki kardeşlerimizi kötü görmeyelim, onları da aynen kendimiz gibi hizmet ehli mübarek kardeşler olarak görelim. Sadece farklı alanlarda ancak aynı gaye için hizmette olduğumuzu unutmayalım.
Eğer bunu başarır ve hangi alanda olursa olsun dinimiz için gayret gösteren bir kişiyi gördüğümüz zaman mübarek bir kardeşimiz nazarı ile bakabilirsen ne mutlu sana..
BU PAYLAŞIMDA YAZDIKLARIM BANA BÜYÜK BİR
SÜRUR VE FERAHLIK VERDİ. RUHUM İNBISAD
ETTİ. KARDEŞLERİM NE KADAR ÇOKMUŞ ANLADIM. HİZMETTE YARDIMCILARIMIZ NE KADAR ÇOKMUŞ FARK ETTİM. BENİM NE ÇOK KARDEŞİM VE DOSTUM VARMIŞ...ÇOK FERAHLADIM..
DÜŞMAN BU HİZMETE ENGEL OLMAYA ÇALIŞAN KÂFİR VE MÜNAFIKLARDIR!
***
2035. Hemen herşeyin bitişine şahit olmaktayız!
Müthiş günler yaşıyoruz!
Bir dönem kapanıyor! 2020
***
2036. DUYULMAMIŞ BİR MESELE...
ANLAŞILMASI UMUDUYLA...
Tarikat yoluyla yapılan seyru süluk zahirden hakikat alemine dogrudur.
Hakikat alemi ile zahir alem arasında elektrik düğmesi gibi bir düğme vardır. Nasıl dügmeye basınca oda aydınlanır ve tekrar basınca oda karanlığa bürünürse, aynen öyle de, hakikat alemlerinde gezen bir ehl-i hakikat eğer iradesini kullanırsa birden hakikat aleminden çıkar ve zahir aleme geri gelir ve o zaman anlar ki hayal bile edilemeyecek alemlerde geziyormuş. İradeyi kullanmak, odanın elektrik düğmesine basarak karanlığa gömülmek gibi, kişinin hakikat aleminden birden çıkmasına ve zahir aleme geri gelmesine sebep olur. Bir anda o nurani alemi kaybeder.
MERAKLISINA....
***
2037. Tarikatlar ve cemaatler resmi kontrole tabi olsun diyorlar..
Resmiyetin girdiği yerde maneviyat ve feyiz olmaz!
BAKIN ÜSTAD HZ.LERI MEKTUBATTA BU KONUDA
NE DİYOR;
Siz dünyanızın usûlünü, kanununu inhisar altına alabilirsiniz. Fakat hakaik-i imaniye ve esasat-ı Kur'aniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde dünya muamelâtı suretine sokulmaz; belki bir mevhibe-i İlahiye olan o esrar, hâlis bir niyet ile ve dünyadan ve huzuzat-ı nefsaniyeden tecerrüd vesilesiyle o feyizler gelebilir. mektubat
***
2038. Gayb aleminden mesajlar genel olarak ilham ve hâl dili ile geliyor.
Özellikle hâl dilini anlayabilirseniz çok şeyi anlarsınız…
***
2039. Allah ile aranda olan iman ve kulluk ibadet bağını inkar ve isyan ile kesersen öyle bir düşüyorsun ki tarif edilmez.
Bunu sen de hissediyorsun..
***
2040."Yaşayıp ta ne yapıyorum" diye hiç kendine sordun mu?
***
2041. Bir toplum gittikçe bozuluyorsa sorumlusu iki kesimdir: hocalar ve idareciler!
***
2042. Tarihte ilk defa Kuran dünya çapında yasaklandı.
Tarihte ilk defa dünya çapında Corona gibi bir belâ geldi.
***
2043. Ahhh insanoğlu ahhh,
Allah'a meydan okunmayacağını ne zaman anlayacaksın....
Hiç tarihe bakmaz mısın?
***
2044. Bütün kâinat, içindeki mahlukat ve mevcudat zikretmektedir; HÂL DİLİ İLE...
Bütün onların temsilcisi durumundaki halife-i arz olan insan ise butün onların hal dil ile yaptıkları zikirleri KÂL DİLİ İLE söylemektedir.
Yani, mahlukat ve mevcudat hal dili ile ALLAHUEKBER DER, İNSAN KÂL DİLİ İLE.
İnsan halife-i arz olarak bütün kâinat ve içindeki mevcudatın temsilcisi olarak Allah'ın huzuruna çıktığı zaman bütün onların hâl dili ile yaptıkları zikirleri kâl dili ile arz etmektedir.
İŞTE İNSAN HALİFE-İ ARZ OLARAK BİR NEVİ
MİRAC OLAN NAMAZ İLE ALLAH'IN HUZURUNA
ÇIKTIĞI ZAMAN TEMSİL ETTİĞİ BÜTÜN KÂİNAT,
MAHLUKAT VE MEVCUDATIN HAL DİLİ İLE YAPTIKLARI İBADET VE ZİKİRLERİ KÂL DİLİ İLE SÖYLER VE FİİLEN YAPAR.
ELBETTE BUNU HER İNSAN YAPAMAZ. BUNU FİİLEN YAPABİLENLERE NE MUTLU...
Hatta bu yazdığımız hakikati anlayanlara da ne mutlu...
***
2045. Toplumumuzda meşhur bir laf var;
"Bir şey olmaz"
Bir şey olmaz diye diye toplum olarak nereye geldiğimizin farkında mısınız?
***
2046. Vücudunuza maddi olarak zararlı şeylerin girmesine müsaade etmeyiniz.
Aynı zamanda manevi zehir hükmünde olan ve manen size zarar veren haramların da girmesine izin vermeyiniz;
Gözlerinizden haram girmesin,
Kulaklarinızdan haram girmesin,
Ağzınızdan haram girmesin,
Diliniz haram konuşmasın,
Elleriniz haram tutmasın,
Ayaklarınız harama yürümesin ve hakeza...
***
2047. İLK DEFA SÖYLÜYORUM!
Belki de bu güne kadar hiç dile getirilip söylenmemiş veya söylenememiş bir konuyu gündeme getireceğim.
5.SUA
Beşinci şua'da;
Allahu alem bunun bir te'vili şudur ki,
Allahu alem bissevap,
Bunun bir te'vili şu olmak gerektir,
Diğer bir te'vili şudur ki,
Vel'ilmu indellah bunun bir te'vili sudur ki, Lâ yağlemulgaybe illallah.........
Evet, 5.şua'da Üstad hz.leri te'vil yaparken bu ifadeleri kullanıyor. Bunun anlamı şudur.
Yaptığımız bu te'vili "bu mesele illa böyledir veya böyle olacaktır şeklinde anlamamak gerekir. Biz böyle bir mânâ çıkardık, amma başka te'viller de, başka mânâlar da olabilir." şeklinde anlamak gerekir.
Nitekim, 5.şua'daki büyük deccal ile ilgili te'viller; büyük déccal Rusya ve kominizm olarak yapılmış, Lenin büyük deccal olarak te'vil edilmiş.
Buna bağlı olarak hristiyan olan avrupa ve amerika ile ittifak edip bu büyük deccalın öldürülmesinden bahsedilmiş.
Nitekim bu te'vil islami kesim tarafından çok tenkid edilmiş ve kabul edilmemiştir.
Şimdi ise 2020 yılı itibari ile asıl büyük deccalın açıktan inkâr ile ortaya çıkan Rusya değil, aldatarak iş gören Amerika, ingiltere, israil ve bunları idare eden dünya çapındaki yahudi komiteleri oldugu ortaya çıkmıştır.
Yani, bugün bu şekilde tevil ediyoruz. Nihayetinde bu da bir tevildir ve illa böyledir denmez. Yarın başka gerçekler ortaya cıkarsa onu kabullenmekte bizler zorlanmayız. Bizler de deriz ki " lâ yaglemulgaybe illallah"
Bu durumda zaten Üstad hz.lerinin "bu bir tevildir, illa böyle olacak diye bir şart yoktur" dediği büyük deccal ile ilgili teviller kitapta yazilı olduğu şeklinde çıkmamıştır. Günümüzde Amerika ve avanelerinin büyük deccal olarak ortaya çıkıp Kur'an'ın tatbikini bütün dünyada yasaklamalarından sonra hâlâ risaleyi ve 5.şuadaki büyük deccal ile ilgili tevilleri aynen okumak ve kabul etmek, ve hâlâ islam alemini yakıp yıkan Amerika ve avrupa ile ittifaktan bahsetmek, rusyaya karşı onlarla birlik olma hayalleri kurmak doğru değildir. Netice olarak risalede ve 5.şuada geçen büyük deccal rusya ve kominizm ile ilgili teviller ve buna bağlı olarak avrupa ve amerika ile ittifak etmek şeklinde olan teviller günümüzde geçerliliğini kaybetmiştir. Onlar yüz sene önceki o güne mahsus tevillerdi, günümüz gerçekleri ile örtüşmemektedir ve günümüzde ise yeni teviller ortaya çıkmıştır.
Şimdi bu açıklamalardan sonra Üstad hz.lerinin bile "bunun bir tevili budur, Allahu alem bissevap" dediği tevilleri sanki değişmez ve kesin gerçekler gibi okuyup kabul etmek doğru olmayacaktır. Risaleye dahi bu vaziyet uygun degildir.
Evet, bütün dünyada Kur'an'ın tatbikini yasaklayan Amerika İngiltere israil ve avaneleri aldatarak iş görmüşler ve alemiİslam'ı yakıp yıkıp milyonlarca müslümanı öldürmüşlerdir. beyaz sarayda ezan okutup
Kur'an okutmuşlar iftar sofraları kurmuşlar ve böylece Müslümanları aldatmışlardır.
Zaten Deccal demek çok aldatan demektir Halbuki Rusya aldatmamış doğrudan inkar fikriyle ortaya çıkmıştır.
Deccal bütün dünyayı ele geçirecektir hadis-i Şerifi gereği Amerika bugün bütün dünyada Kur'an'ı yasaklamıştır. Halbuki Rusya bölgesel kalmıştır.
BU PAYLAŞIMDA YAZDIKLARIMI KABUL ETMEYEN NURCU KARDEŞLER İSTER İSTEMEZ BÜYÜK DECCAL AMERIKA VE AVRUPA İLE İTTİFAK EDİP RUSYAYI YOK ETMEK GİBİ UCUBE BİR FİKRİ SAVUNACAKLARDIR VE ZATEN SAVUNUYORLAR DA.
YAZIK....
MESELE BUNDAN İBARETTİR.
***
2048. Fakirliğin ne kadar zor olduğunu az çok herkes bilir amma zenginliğin ne kadar zor olduğunu herkes bilmez.
***
2049. Topluma karşı vazifelerini yap amma, asla kendini unutma.
Başkaları için değil kendin için yaşa!
***
2050. İnsanları ve toplumu bozabilmek için aileyi bozmak gerekir.
Aileyi bozabilmek için babayı etkisiz hale getirmek gerekir.
İşte bunu yapıyorlar.
***
2051. Daima günümüzde ailede erkeğin otoritesini yok etmek için gayret etmektedirler.
Bunun için kanunlar çıkarmaktadırlar.
Neden?
Çünkü erkeğin ailesine hakim olduğu bir aileyi bozamazsınız.
***
2052. "Aman çocuğumun psikolojisi bozulmasın" diye diye Çocukların psikolojisi bozuldu. Çünkü çocuklar güçlü, sözü geçen aileye hakim bir baba görmek istiyorlar. Bakıyorlar ki baba kendi çocuklarının emrine girmiş. Dolayısıyla ailede güvenip sığınacak bir baba göremeyen çocukların psikolojisi bozuluyor. Bu çocuklara baba iki tokat atsa çocukların psikolojisi düzelecek amma Şaşkın baba karısının ve çocuğunun emrine girmiş, otoritesini kaybetmiş. Dolayısıyla, çocuğun güvenim sığınacağı kimse olmadığından, bir baba olmadığından psikolojisi bozulmaktadır. İki tokat atsa çocuğun psikolojisi düzelecek amma asla bunu yapamıyor.
***
2053. İnsan mı, çok kıymetli, paha biçilmez;Eğer iman edip Salih amel işlerse.
Yok..iman etmez İsyan yolunu seçerse hayvandan aşağı düşer.
***
2054. Orta yerde bir Kainat var.
1. Bu kainatı yaratan ve idare eden var.
2. Bu kainatı inceleyen var. Yaratan ve idare eden Allah, müfettiş gibi inceleyen insandır.
***
2055. Corona"yı normal bir hastalık sananlar ahmaktır. O vazifeli memurdur. Azgınlaşan insanlığa haddini bildirmeye geldi.
Tek çare tövbedir!
***
2056. Kelimeler başka başka mânâlara da gelebildiği için konuşan kişiyi doğru anlamak için kullandığı kelimeyi hangi mânâda kullandığını da bilmek gerekir.
***
2057. Doğa intikam almaz. Doğanın sahibi alır. İsyanlar doğaya değil ki... doğanın sahibinedir.
***
2058. RİSALE-İ NURLAR VE DINİMİZ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR TESPİT...
Nur'un mesleği ile dinimiz karıştırılmış!
Nedense bazı kardeşlerimiz İslamiyeti risale-i Nurdan ibaret zannediyorlar.
Halbuki risalei nur'un mesleği; itikad alanında iman hakikatlerinin ispatı, tahkiki iman dersleri ile imanı kuvvetlendirmek ve ahirete iman ile göçmeyi sağlamaktır.
Risale-i Nur'un mesleği tebliğ ve irşaddır. Tebliğ elbette en güzel şekilde yapılır ve kuvvet kullanılmaz.. onun için risalei nur'un mesleği manevi cihad şeklindedir. İşte bunu anlamayan nurcu kardeşler dinimize ait maddi cihad gibi esasları yok saymışlar ve "maddi cihad zamanı değildir" demişler.
Halbuki dinimiz bir bütündür. Risale-i Nur'un mesleği onun içinde bir bölümdür.
Yoksa mesela mahkemelerde davalar nasıl hükme bağlanır, hangi harekete ne ceza verilir, evlenip boşanmadan mirasın dağıtılmasına, zekatın hangi maldan ne kadar olacağına, hangi ibadet nasıl yapılıra kadar fıkıh alanında risalei nurda bahis bulamazsınız. İşte risalede yazılı olan düsturların risalei nur mesleği ile ilgili olduğunu bilmek lazımdır.
Mesela; Üstat Hazretleri manevi Cihat zamanıdır dediyse bunu risalenur hizmetinin cihadi ve hizmeti olarak anlayacaksın. Yoksa dinimizde maddi cihad kıyamete kadar geçerlidir.
Mesela; Üstat Hazretleri " risale-i nur'lar bana kafi geldi size de haydi haydi kafi gelir Başka kitap okumaya ihtiyaç bırakmıyor"demiş.
Şimdi buradan ne anlayacağız?
Üstat Hazretleri diyor ki iman hakikatleri marifetullah iman hakikatlerini ispatı ve itikadi konularda risale-i Nur kafidir.
Yoksa artık başka hiçbir Dini kitap okumaya gerek yoktur şeklinde bu cümleyi anlarsan ki öğle anlamışlar çok yanlış olur.
Çünkü sen ameli yapacağın zaman fıkha ihtiyacın var ve
Fıkhi konular risalede yok, hadis okuyacaksın ayet okuyacaksın, yoksa binlerce hadis kitabından mahrum kalırsın. Nitekim kalmışlar da..
İşte Üstad Hazretlerinin sözlerini risale-i Nur ve mesleği ile ilgili olarak anlamak gerekir bütün din olarak değil. Bu gerçeği anlamayan Nurcu kardeşlerimiz Üstat Hazretleri "manevi Cihat zamanı" dedi. Öyleyse artık dünyada maddi Cihad yoktur, dinimizde maddi Cihad zamana geçmiştir, gibi dinimize uymayan fikirler ortaya koymuşlar. Bunun üzerine birçok âlim de "Yahu böyle şey olmaz, dinimizde maddi Cihad kıyamete kadar geçerlidir" diye onları düzelteceğiz diye uğraşmışlar.
İşte mesele budur.
Aslında dinimizin hükümleri, özellikle fıkıh konusu derya gibidir ve fıkıh konusu risalede yoktur. Üstad hz.leri zaten fıkıh konusunda şafii mezhebine tabii idi. Nurcu kardeşlerimizin risaleden başka kitap okumamaları sebebiyle özellikle fıkhi konularda bocalamaları bundandır.
İlerde gelecek zatın risaleyi hazır bir proğram yapması itikad, iman hakikatlerinin ispatı, irşad, tebliğ konularında olacaktır.
Yoksa ilerde gelecek o acip zat Kur'an'ı tatbik edecektir..
***
2059. Ehli Dünya dünyaya ait haberleri merak eder ve onları dinlemeyi ve konuşmayı sever, ehli ahiret ise ahirete ait haberleri merak eder ve ahirete ait işleri konuşmayı sever.
Ehlullah ise ikisinden de uzaktır. O Cenab-ı Hakk'a ait işleri merak eder ve konuşur. Esma-i ilahiyyeye ait işleri konuşur.
***
2060. Yazıklar olsun o kullara! Kendilerine ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Yasin Suresi 30
Pekii...neden? Hiç düşündünüz mü?
AYNI İNSANLAR DECCALLARI ÇOK SEVECEKLER VE PEŞLERİNDEN GİDECEKLER VE GİDİYORLAR!
Pekii....neden? Hiç düşündünüz mü?
EVET MÜTHİŞ BIR SIR VAR....
Halbuki peygamberler en akıllı, en namuslu, en doğru, en güzel ahlaklı insanlar...öyleyken insanlar onları neden taşlayıp öldürdüler ve neden onlara deli deyip alaya aldılar?
GAYET BASİT.....
Çünkü her insanda nefis var. Nefsin ise hoşuna giden şeyler var ve ona zor gelen şeyler var.
İşte peygamberler insanlara nefislerine hoş gelen şeyleri yasaklıyor ve onlara insan nefsine zor gelen ibadetleri emrediyorlardı.
Kendileri gibi bir insan olan peygamberi dinleyip nefsin hoşuna giden şeyleri terk etmek, veya ona inanarak nefse zor gelen emirleri yapmak kolay değildi.
Mesela; sıcak, uzun yaz günleri aç duracaksın, zar zor kazandığın paradan fakirlere dağıtacaksın, hergün yaz kış demeden abdest alıp namaz kılacaksın, ve hatta yayan çöller aşıp Mekke'ye gideceksin, kurban kesip fakirlere dağıtacaksın ve hakeza....kolay değil..
Bir taraftan da faiz almıyacaksın, içki içmeyeceksin, açık kadınlara bakmayacaksın, kadınlar açık gezmeyecek, şarkı türkü söylemeyecekler ve hakeza...bu da kolay değil.
Nitekim insanların büyük çoğunluğu bu yüzden peygamberlerin karşısında yer aldı.
PEKI...AYNI INSANLAR DECCALLARI NEDEN SEVECEKLER, PEŞİNDEN GİDECEKLER?
AYNI MESELE....
Deccallar da peygamberlerin yaptığının tam tersini yapacaklar.
Yani, insanın nefsinin ne hoşuna gidiyor, onların önünü açacaklar. Yani, kadınlara istediğiniz gibi açılıp saçılabilirsiniz, şarkılar türküler söyleyebilirsiniz diyecekler.
Güzelliğini sergilemeyi çok seven kadınlar deccalları elbet çok sevecekler.
Erkeklere de bu kadınlara bakabilir keyf edebilirsiniz diyecekler. Deccalı erkekler sevmez mi?
İçki içip alem yapabilirsiniz, oyunlar danslar, karşılıklı göbek atabilirsiniz diyecek..daha da ileri gidip kadınlar hürdür, istedikleri gibi hareket edebilirler, hatta zina da edebilirler, babası, kardeşi kocası da karışmayacak diye kanun çıkarırlar.
İbadete gelince; isteyen ibadet yapar isteyen yapmaz, isteyen zekat verir isteyen vermez, isteyen oruc tutar isteyen tutmaz, ve hakeza..derler..
Böylece nefsani hayat yaşamaya çok hevesli olan insanlar tarafından deccallar çok sevilmiş ve hâlâ sevilmektedirler ve peşlerinden gidilmektedir.
KONU ÇOK GENIŞ....SİZLER DE BİRAZ ÜZERINDE DÜŞÜNEREK VE YENİ ÖRNEKLER İLE KONUYU TEFERRUATLANDIRINIZ..
***
2061. Sadece rızai ilahi için amel edebilmek...Bu çok zordur. Çok az insana nasip olur.
***
2062. Herkesi keyif ediyor mu sanıyorsunuz. Herkesin kendine göre derdi vardır, herkes çektiğini kendi bilir.
***
2063. Adem Aleyhisselam Melekler kendisine secde ettikten ve bütün isimleri öğrendikten sonra şeytana uydu ve yasak meyveyi yedi. Demek şimdi de insanlar ne kadar Alim ve bilgili olursa olsun düşebilir, şeytana uyabilir, nefsine yenilebilir. Adem Aleyhisselam nasıl tövbe edip halini düzelterek eski değerine tekrar kavuştu ise, günümüzde de düşen insanlar tövbe ederek ve halini düzelterek eski güzel hallerde kavuşabilirler.
***
2064. Çıplaklık ile şeytana uymak arasında doğrudan bir bağ vardır. Adem aleyhisselam ile Havva validemiz şeytanın dediğini yapınca ilk başlarına gelen şey çıplaklık olmuştur. Şeytan böyle olacağını biliyordu, maksadı üstün olan âdemoğlunun değerini düşürmekti.
Demek çıplaklık Şeytana uymanın göstergesidir. Öyleyse günümüzde de kim ne kadar çıplak ise hangi televizyon gazete ne kadar çıplaklığı yağıyorsa ve hakeza o kadar şeytan yolunda demektir.
Şeytan insanın değerinin bu şekilde düşeceğini biliyordu. Dolayısıyla kim ne kadar çıplak ise onun o kadar değeri düşer. Sizin için kıymetli olan birisinin çıplak olduğunu düşünün. Onun bu durumda bir değeri kalır mı? Demek insan insan olarak değerini korumak istiyorsa dinimizde farz olan setr-i avrete uymak zorundadır, yoksa baş aşağı olur ve değerini kaybeder.
***
2065. Allah Celle celalühu seni öyle üstün bir varlık olarak yarattı ki melekler bile seni kıskandı. Eğer sen Allah'a güzel kul olur, farzları yapar haramlardan kaçar, şeytan ve nefsine uymazsan öyle makamın yüksek olur ki tahmin bile edemezsin.
Yok eğer emir yasak tanımaz, şeytan ve nefsine uyarsan öyle bir düşersin ki senden perişan, senden aşağıda kimse olmaz.
Artık sen bilirsin.
***
2066. Yediğiniz yemekten ne kadar zevk alacağınız ne kadar aç olduğunuza bağlıdır.
Ne kadar yorgunsanız istirahat o kadar zevkli olur.
Ne kadar uykusuz olursanız uyku o kadar tatlı olur,
Yani hayattan alacağınız zevk duygularınızın ne kadar uyanık olduğuna bağlıdır. Duyguları en fazla uyandıran şey ise açlık ve korkudur. Fakirin açlıktan dolayı bir kuru ekmekten aldığı zevki bir zengin tok olduğu için en Ala kebap'tan alamaz.
Bakın bakalım bu durumda bu dünyada kim zevk ediyor, kim keyif ediyor?
İşte bu yüzden Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam açlıktan karnına 2 taş bağlıyordu. İşte bu yüzden sahabeler açlıktan yere düşüyordu ve bunu gören Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Benim bildiğimi bilseydiniz bu halin artmasını isterdiniz diyordu.
İnsanların çoğu daha fazla zevk almak için daha fazla yemek yerler. Halbuki daha fazla yedikçe olan zevklerini de kaybederler. Zevk almak isteyen az yemeli. "Açlık öyle bir cevherdir ki Allah onu sevdiği kullarına verir" Kutsi hadis
***
2067. Ailede çocukların yapabileceği küçük işler olur. O işleri mutlaka çocuklarınıza yaptırınız. Yoksa çocuğunuzun ağzına kadar yemeğini koyarsanız, ayakkabısını çorabını giydirirseniz ileride sizin mahvedecek korkunç bir asalak yetiştirmiş olursunuz.
***
2068. Çalışana, güzel işlerde koşana çok şey var; yatana bir şey yok.
***
2069. Rabbimiz hiçbir meselede "Keşke şöyle yapsaydım" demez. Çünkü ne yapmışsa o en mükemmel olandır. İşlerinde hata olmaz. Mesela bir çocuğu 3 yaşında öldürdü, daha sonra "Keşke biraz daha Ömür verseydim" demez. Mesela coronayı dünyanın başına musallat etti. "Keşke etmeseydim" asla demez ve bu asla olmaz. Yani yerli yerindedir o öyle
***
2070. "Rabbim...." diyerek kalbini Allah'a aç. Allah böyle bir kalbe lakayt kalmaz.
***
2071. Ayet ve hadisler ölçüye vurulmaz. Çünkü onlar Zaten kendileri ölçüdür. Ancak senin o ayet ve hadisten anladığın ölçüye vurulur. Bütün ayrılıklar ve sapıklıklar bu yanlış anlamalardan kaynaklanmaktadır. Demek ayet de olsa hadiste olsa kişinin ondan ne anladığını da ölçüye vurmak gerekir. Ayet ve hadis böyle olursa, diğer zatların sözleri, yazdıkları zaten ölçüye vurulur. Vurulmazsa elbette yanlış anlamalar olacaktır. Bilerek veya bilmeyerek bozma işte bu noktada olmaktadır.
***
2072. Bir insan İman etmedikçe nefse zor gelen Allah'ın Emir ve yasaklarına uygun yaşayamaz. Dolayısıyla imanı olmayanlar otomatik olarak nefsani bir hayat yaşarlar.
***
2073. Şeytan ve nefis yoluna girersen daha ilk adımda zelil olmaya başlarsın. Allah ve Resul'ün yoluna girersen daha ilk adımda İzzetli olmaya başlarsın.
***
2074. Putlara karşı gelmek kolay değildir. İbrahim Aleyhisselam putları yıktığı için ateşe atılmıştı. Buna herkes cesaret edemez. Puttları diken Nemrud'un yanında yer almak kolaydır, zor olan İbrahim'in yanında olmaktır.
***
2075. Allah'a Halis samimi bir kul olmak daha dünyada cennete girmektir.
Nefis ve şeytana kul olmak, daha dünyada cehenneme girmektir.
***
2076. Yeri geldiğinde "hayır" demek karşınızdakine haddini ve sınırlarını bildirmek olur. Bu yüzden bir kişi yeri geldiğinde "Hayır, olmaz" demeyi bilmelidir.
***
2077. Bu dünyada manevi polisler ve manevi Hapishaneler vardır. Kim inkar eder veya isyan ederse onu manevi polisler yakalar ve manevi hapishanelere atarlar. Bu adamlar dünyanın neresine giderlerse gitsinler hapishaneleri de onlarla beraber gider. İsyan ederse ve nefsin peşine düşerse Müslüman da aynıdır. Kesin tespitimdir.
***
2078. Manevi alemde çalışanların topluma katkıları maddi olarak çalışanlardan çok daha fazladır. Eğer manevi olarak çalışanlar yeterli çalışmazlarsa toplumda ve insanlar arasında hırsızlık, soysuzluk, fuhuş, cinayet, içki, kumar, faiz gibi her türlü kötülük meydan alır. Maddi alanda hizmet edenler bunları engelleyemezler.
***
2079. Kainatın tamamı üzerinden ve küçük büyük her şeyin üzerine aklı hayrette bırakan bir mükemmellik mührü vurulmuştur. Sübhanallah...
***
2080. Her kimki aile toplumun temelidir, yuvalar kurulsun, aile sağlam olsun, devam etsin, yıkılmasın, diye gayret ediyorsa, çalışıyorsa, bu kişi iman tarafına, İslamiyet tarafına, iyilik tarafında çalışıyor demektir.
Her kim ki aile yıkılsın, aile bozulsun diye gayret ediyor, bozmak için gayret ediyorsa, bozmak ve yıkmak için uğraşıyorsa, o kişi de şeytan tarafına, küfür tarafına çalışıyor demektir.
İşte ölçü budur.
***
2081. Kırlangıç kıtalararası uçarken serçe bir mahalleden diğer mahalleye anca gider. Bu ne kırlangıcın yiğitliğidir, ne de serçenin suçu.
Allah kırlangıça öyle bir kabiliyyet, serçeye de böyle bir kabiliyyet vermiştir. Her ikisi de kendisine verilen kabiliyetlere göre hareket edeceklerdir.
Aynen öyle de; insanlarda bu misalde olduğu gibi çok farklı kabiliyetler de yaratılmışlardır. Mesela; adamın hafızası çok kuvvetli olabilir ve duyduğunu unutmaz, mesela; bazısı çok akıllı olur ve yüksek makamlara gelebilir; bazısı ticareti iyi bilir ve Zengin olabilir ve hakeza... herkes Allah'ın kendisine verdiği kabiliyyetleri kullanacak ve ona göre bir hayat sürecektir. Hiç kimse Allah'ın kendisine verdiği kabiliyetleri kendisinden geride olanlara karşı bir üstünlük gibi görüp onlara karşı böbürlenmeyecektir. Diğerleri ise daha az kabiliyyeti olduğu için üzülmeyecek ve suçlanmayacaktır. Herkesin yapacağı şey Allah'ın kendisine verdiği kabiliyyeti kullanarak meşru dairede yaşayacak ve kendisine verilen vazifeleri yapacaktır.
***
2082. Normalde dünya insanların ayakları altına serilmiştir; üzerinde gezsin ve dolaşsın diye...
Amma insan küfür ve isyan yolunu tutarsa o zaman dünyayı bu adamın omuzlarına yüklerler. Bu adam o yükün altında ezilir. Ve ezile ezile zor bir hayat yaşar ve bu şekilde dünyadan göçüp gider.
***
2083. "Bana bir adım gelene Ben on adım gelirim, Bana yürüyerek gelene ben koşarak gelirim" diyen Allah'a karşı ömür boyu isyan edersen elbette tokatı da yersin!
***
2084. Çevrenizdekilere iyilik yapın da ortalık mutluluk dolsun; sevgi, saygı, hürmet çoğalsın, düşmalıklar gitsin de dostluklar yerini alsın.
***
2085. Biraz garip olacak ama söyleyeceğim!
Uzun zamanın neticesinde elde ettiğim bir tespittir.
Hani şeriatçı olarak bilinen, şeriat istiyoruz diye ortaya çıkanlar var ya;
Baktım ki bunların çoğu daha şeriatın ne olduğunu bilmiyorlar, şeriatı asıp kesmek zannediyorlar.
Hatta Beş vakit namaz kılan, hanımı tesettürlü, hatta şeriatı isteyen Müslümanları önce müşrik ilan ediyorlar, sonra da öldürüyorlar. Şeriat bu değil!
Anladım ki; bunlar iktidarı ele geçirseler önce bizim gibi müslümanları kesecekler!
Doğrusu öfff bu cahillere..
***
2086. NURCULAR "ZÂT"DEYİNCE NEDEN ZIPLIYORLAR ACABA?
ZAT YOKTUR DİYE NEDEN BAĞIRIYORLAR, ŞAHS-I MANEVİ VAR NEDEN DİYORLAR?
HALBUKİ ÜSTAD HZ.LERI BAKIN HEP "ZÂT" DİYOR!
O zât, o taifenin uzun tedkikatı ile yazdıkları eseri kendine hazır bir program yapacak, onun ile o birinci vazifeyi tam yapmış olacak.
Emirdağ Lâhikası 1 - 278
Birinci vazifeyi bu sûret ile yapacak.
İkinci ve üçüncü Vazifeyi ise tüm Ümmetin İttihad-ı İslamı ile yapacak.
*
Cevap...
Bu hakikatten anlaşılıyor ki; sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik edecek.
O zâtın ikinci vazifesi, Şeriatı icra ve tatbik etmekdir. Birinci vazife, maddî kuvvetle değil, belki kuvvetli itikad ve ihlâs ve sadakatle olduğu halde, bu ikinci vazife gayet büyük maddî bir kuvvet ve hakimiyet lâzım ki, o ikinci vazife tatbik edilebilsin.
O zâtın üçüncü vazifesi, Hilâfet-i İslâmiyeyi İttihad-ı İslâma bina ederek, İsevî ruhanîleriyle ittifak edip, Dîn-i İslâma hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla
tatbik edilebilir.
Sikke-i Tasdiki Gaybî - 9
Fakat o ileride gelecek acib şahsın bir hizmetkârı ve ona yer hazır edecek bir dümdârı ve (o büyük kumandanın) pişdâr bir neferi olduğumu zannediyorum. Ve ondandır ki, sen de yazılan şeylerden o acib kokusunu aldın.
Barla Lâhikası - 282
*
Tâ âhir zamanda, hayatın geniş dâiresinde asıl sahipleri, yani Mehdi ve şâkirdleri Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir,
Kastamonu Lâhikası - 107
***
2087. İnsan terakki ede ede nereye varır biliyor musunuz?
Kur'an'da Yazılanlara varır, onların öyle olduğunu anlamaya başlar.
***
2088. En küçük bir sıkıntıda "Of puf"eden kardeşim! Yarın ahirete vardığın zaman "Keşke dünyada çok daha fazla sıkıntılar çekseymişim" diyeceksin!
Bu hadis ile de sabittir.
***
2089. Cenabı Hak an be an şu anda bütün dünyada yaşananları görüyor, biliyor ve asla hiçbir şeyi unutmuyor. Gücü de her şeye yeter! Öyleyse mesele yoktur.
****
2090. Her insan nasıl bir İlaha inanıyorsa öyle bir ilahın idaresinde yaşıyor.
Hatta şunu da söyleyeyim; nasıl bir Allah'a inanıyorsa öyle bir Allah'ın idaresinde yaşıyor. "Ben kulumun zannı üzereyim" Kutsi hadisi bu manayı da ifade etmektedir.
Eğer sahte İlahlara inanıyorsa o sahte ilahların idaresinde yaşıyor. müthiş bir olay, herkesin yaşadığı bir gerçek.
Ateist ise, hiç bir ilaha inanmıyorsa o zaman da başı boş olan ve herşeyin rasgele ve kendi kendine olduğu bir alem de yaşıyır ki herşeyden ödü patlıyor. Kâfirin korkak olması bundandır..
***
2091. Bugün öyle büyük evliyalar var ki keramet görmeye ihtiyaç hissetmiyorlar. Zira onlar mucizeler içinde yaşıyorlar.
***
2092. Herkes ittifaktan bahsediyor.
Bir hedefe doğru yürürseniz ittifak otomatik olarak olur. Hedef olmazsa var olan ittifak bile dağılır.
Alemi islam Kur'an'ı yer yüzüne hakim kılmayı gaye edinirse ittifak hemen olur, yoksa dünyevi maksatlar için ittifaktan bahsediyorsanız boştur.
***
2093. İman herkesi ve her şeyi birbirine dost eder, dost gösterir;
küfür ise soğukluk tohumunu eker; her şeyi ve herkesi birbirine düşman eder ve düşman gösterir.
***
2094. "Cahillerden yüz çevir"
Araf Suresi 199
Cahil mi...öf öf öf..
Adam beş vakit namaz kılan, hanımı çarşaflı müslümanı önce müşrik ilan ediyor, sonrada öldürüyor..
Allah bunların da şerrinden bizi korusun.
Konya'da Merhaba Gazetesinde 7 yıl köşe yazarlığı yaptım, aklıma gelen her hakikati yazdım, şu anda internette yayındadır, üstelik yazılar hakikati ifade ettiğinden güncelliğini korumaktadır.
En son yazım El Kaide ile ilgili olmuştur. "Amerika'nın her düşmanı benim de düşmanım olacak diye bir kaide yoktur" demiştim.
Bu yazı üzerine gazete yazılarıma son verdi. Amerikanın aleyhinde yazı yazdın, El kaideyi destekledin, gazeteyi kapattıracaksın diye.
Şimdi ise gittim Afganistan'da gördüm geldim. Taliban ülkesini işgal etmiş Amerika, ingiltere, Almanya, İtalya gibi ülkelerin bir tek askerine dokunmuyor, onlarla anlaşma yapmış, amma her gün beş vakit namazını kılan, kadınları çarşaflı olan ve kendi halkı olan Müslümanları öldürüyor!
Gel de işin içinden çık...
Biz mi islamı bilmiyoruz, onlar mı yanlış biliyor anlayamadım..
Anlayan biri varsa, lütfen izah etsin de, rahatlayalım.
***
2095. En yakınların öldüğü zaman ne oluyorsa ve herkes ne yapıyorsa sen öldüğün zaman da aynısı olacak!
Seni gömüp gelecekler, işlerine bakacaklar!
Kıyamadığın mallarını da paylaşacaklar.
***
2096. Herkesin adalet istediği yalandır.
Allah'ın emrettiği gibi hüküm vermeyen adalet edemez!
Allah 'ın hükmünü kim istiyor ki...
***
2097. Şahs-ı manevinin varlığı akıl gözü ile görünür, icraatı ise bu göz ile görünür.
***
2098. Ne kadar sabırlı isen o kadar güzel insansın.
En sabırlı insan Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam dır, en güzel insan da Odur.
Sen de ne kadar sabırlıysan o kadar güzelsin, ne kadar sabırsızsan o kadar çirkinsin!
***
2099. Zaman sermayendir; değerlendirirsen hem dünyan için hem ahiretin için çoook şeyler kazanırsın.
Eğer değerlendirmezsen öylece boşuna geçer gider.
Bir de şer işler yaparsan hem dünyan gider hem de ahiretin.
Artık sen bilirsin..
***
2100. Bazı insanlar akıllı olur, daha tehlike gelmeden geleceğini anlar ve tedbir alır.
Bazı insanlar ahmak olur, gelmiş olan tehlikeyi bile göremezler!
Nuh as tufan gelmeden gemi yapmaya başladı, oğlu tufan başladığı halde anlamadı.
Bizler corona gelmeden uyarmaya başladık, corona geldi, millet hâlâ anlamadı..
***
2101. Başarılı idareci doğru adamı doğru yerde çalıştırır.
***
2102. "Bana sahte ilahların verdiği haklar gerekmez, Bana rabbimin verdiği hakkar yeter" diyen iman sahibi saliha kadınlara selam olsun!
***
2103. Ramazan'nın gelmesi ehl-i dünya için hiç bir şey ifade etmez, hatta onları rahatsız eder!
***
2104. Muaazzam kâinat ve içindekiler mücessem bir kitap gibi mânâlar ifade etmektedirler.
Allah seni yaratmış ve hâl dili ile konuşan bu kâinatı "oku" demiştir.
Okuyabiliyor musun?
***
2105. Şu anda Afganistan'dayım..Çok islam ülkesi gördüm. Hepsi aynı sıkıntılar içinde...
Halifesizlik, başsızlık bizi mahvediyor...
***
2106. ÖYLE BİR ZAMANDA YAŞIYORUZ Kİ...
Oros*u namustan bahsediyor,
Zalim adaletten bahsediyor,
Yalancı doğruluktan bahsediyor,
Sahtekâr dürüslükten bahsediyor,
Sapıklara alim deniyor, hakiki alimlerin değeri yok!
İlave edebilirsiniz.
***
2107. Kitabını oku....ayet.
Demek ki bizim hayatımız, bütün yaptıklarımız kitap haline getirilip ne yaptıksa içinde yazılıp yarın ahirette elimize kitap olarak verilecek ve bize" ikra kitabek, kitabını oku" denecek.
Demek bizim şu anda yaptıklarımız yazılmakta ve kitap haline getirilmektedir. Öyleyse her bir günümüz o kitabın bir sayfası gibi olacağı anlaşılmaktadır.
Kitaba ne yazdırdırdığımıza dikkat edelim.
***
2108. Hani bazen dersiniz ya "Nerede bu devlet?"
Evet, genel olarak devlet olması gereken yerde yok, Amma olmaması gereken yerde var.
***
2109. Çocuklar varsa geleceğe dair umut da vardır.
***
2110. Sabaha kadar Kur'an okuyun, hatta binlerce hatim indirin, hiç kimse rahatsız olmaz amma "gelin, Kur'an'ın içindekileri tatbik edelim" derseniz Ayasofya'nın İmamı da olsanız afaroz edilirsiniz.
***
2111. Neredeyse 200 senedir çıkmış olduğumuz avrupalılaşma ve medeniyet yolunda AK Parti ve Tayyip Erdoğan ile hedefimize varmış buluyoruz Hatta Avrupa'da Avrupa'yı da geçtik mi bilmem.
***
2112. Bu dünya sen keyf edesin diye kurulmamıştır. Öyleyse neden keyf edemiyorum diye üzülüyorsun ki..
***
2113. Amerika'nın bu asrın sonuna varabileceğini sanmıyorum. Amerika'dan sonra da Yahudilerin tamamı yok edilecektir, amma biz Türk milleti olarak güçlenerek devam edeceğiz, inşallah.
***
2114. Araba ile giden için 50 kilometre yakın yaya giden için 10 kilometre uzaktır.
Dolayısıyla adam 10 kilometre için uzak derse doğru söylemiştir.
Öyleyse sen birisi bir şey söylediği zaman kendine göre anlama! O sözü söyleyenin neyi kast ettiğine bak.
Neredeyse bütün yanlış anlamalar bundan oluyor. Adamın neyi kast ettiğine bakmıyor sözlerini kendimize göre anlıyoruz ve dolayısıyla yanlış anlıyoruz.
***
2115. Kadınların en birinci gıdaları sevgidir sevilmektir sevginin kırıntısına bile muhtaçtırlar buna rağmen kadınlar genel olarak kendilerinden nefret ettirecek her hareketi yaparlar sonra da kocalarından sevgi beklerler ahmaklıktır bu
***
2116. Bazı şeyler insanı Allah'a yaklaştırır Bazı şeylerde Allah'tan uzaklaştırır. Bugün seyrettiğiniz televizyonlar, seyrettiğiniz diziler, okullarda yanlış bir şekilde öğretilen ilimler ve hakeza... insanlarımızı Allah'tan uzaklaştırmaktadır.
Bediüzzaman Hz bu konuda şöyle demiştir "fen ilimleriyle iştigali derecesinde Allah'tan uzaklaşır."
***
2117.
***
2118. Atatürk zamanında atılan tohumlar Tayyip Erdoğan döneminde meyve vermiştir.
***
2119. Başarılı İdaresi doğru adamı doğru yerde çalıştırır.
***
2120. Ramazan ayının gelmesi ehli dünya için hiçbir şey ifade etmez. Hatta onları rahatsız eder.
***
2121. Türk dizileri Sadece bizim insanımızı değil alemi İslamdaki Müslümanları bozmaya devam ediyor.
***
2122. Türkiye'de ılımlı İslamiyet vardır, hakiki İslamiyet değil. Ve bu Amerikan projesidir. Şu anda tatbik edilen İslamiyet budur. Halk ise kendi çaplarında İslamı yaşamaya gayret etmektedirler. Olay budur.
Garip olan ise herkesin bu ılımlı İslamiyetten memnun olmasıdır. Özellikle İslami kesim.
***
2123. Bu dünyadan müminler ve Müslümanlar köşeyi dönmüş olarak; kafirler ve Asi olanlarda iflas etmiş olarak giderler. Müslümanın bir gün oruç tuttuğu zaman, iki rekat namaz kıldığı zaman, vesaire...ahirette alacağı ücret hayal bile edilemez. Diğer ibadetlerin ücretini siz düşünün. Kafir ve isyan edenlere gelince; mesela açık saçık kadınların da ahirette uğrayacaklar azap hayal bile edilemez. Gerisini siz düşünün.
***
2124. Kişileri devamlı eleştirenler, olaylara devamlı eleştirisel yaklaşanlar kendileri hayatta bir yere varıp gelemezler, ömürlerini boşa geçirirler.
Bunlar bardağın boş tarafını görenlerdir. Hayatta iş yapanların hemen tamamı bardağın dolu tarafını gören insanlardır; olumlu ve pozitif Bunlar yapmak için yola çıkarlar ve ellerinden gelen de ortaya koyarlar. Boğaz Köprüsü misali... Bir kısım insanlar Boğaz Köprüsü'nü yapmak üzere gayret ederken, bir kısım insanlar da yaptırmayacağız diye ortaya çıkarlar. Bu yaptırmayacağız diye ortaya çıkan insanların ileride bir köprü yapması düşünebilir mi? Elbette hayır.
***
2125. Mutlu bir aile için Erkeğin kadını sevmesi şarttır.
***
2126. Tembellik, cimrilik ve Korkaklık...
Hayatı zehir eden, insanı insanlıktan çıkaran 3 kötü Haslet...
Bunlar sende varsa kurtulmaya çalış.
***
2127. Şu Dünya'dan alnın ak olarak çıkmaya bak! Burası kolay bir yer değil.
***
2128. İnsan dünyaya gözlerini açtığı zaman alemi sahipsiz her şeyin rastgele ve kendi kendine olduğu bir Alem gibi görür.
Daha sonra ise eğer yapabilirse, anlayabilirse buranın bir sahibinin olduğunu ve her şeyin onun ilmi, iradesi ve kudreti dairesinde hareket ettiğini, hiçbir şeyin rastgele ve tesadüfen olmadığını anlar.
Zaten insandan istenen de budur.
***
2129. Kadın ve erkek evlendikleri zaman birbirlerini aşırı hareketlerden koruyarak dengeli bir hayata geçerler. Kadın ve erkek bekar olursa aşırı hareketlerden kurtulamazlar. Bu hem kendilerine hem de topluma zararlı olur.
***
2130. Toplumun düzelmesinin en kolay yolu; insanları imanlı olacak ve Allah'tan korkacak Hepsi bu..
Peygamberimiz sav bunu yaptı, Üstat Hazretleri de bu metodu yapmaya çalıştı.
İşte aslında metot budur. Bunu yapabilirseniz o kişi tek başına da olsa en yüksek makamlarda da olsa farketmez, güzel işler yapar. Her yer birden düzelmiş olur.
Eğer Allah'tan Korkmayan bir nesil yetiştirirseniz; hepsi üniversite mezunu da olsa canavar yetiştirmiş olursunuz.
Allah korkusu şarttır.
***
2131. Allah faali mutlaktır. Dolayısıyla faal olanı sever ve daha dünyada onlara mükafatlar verir. Bütün zevkler hareket ile beraberdir. Bu hareket edenlere verilen peşin ücrettir. Hareketi terkeden zevklerden de mahrum kalır. Ne kadar hareket O kadar zevk ve mükâfat...
Hareketsizlik ise buna zıttır. Dolayısıyla hareketten uzak olanlar daha dünyada ceza çekmeye başlarlar. Hareketsiz bir araba paslanır, hareketsiz bir insan hastalanır, hareketsiz bir toplum çöker. Hareket... hareket.. hareket... hareketli olalım, hareketten mümkün olduğu kadar geri kalmayalım.
***
2132. Bir zalim sana musallat olduysa ve sana zulmediyorsa anlaki sen imtihan oluyorsun. Bakalım ne yapacaksın. Zaten ayette vardır; firavun onların erkek çocuklarını kesti, kız çocuklarını serbest bıraktı. Bu millet için büyük bir imtihandı. Firavun zaten zalimdi.
***
2133. Üstat Hazretleri Demokrasiyi savunmuş!!! Nasıl bir iftira bu böyle....Eserlerinde bir defa olsun demokrasi kelimesini kullanmamış, beşer sistemi olan demokrasiyi Üstat Hazretleri nasıl savunur. Üstat Hazretlerine iftira atanlara karşı onu savunmak bize düştü. Üstad Hazretlerini bu İftiradan kurtarmak zorundayız. Üstad Hazretleri hayatta olmadığı için bu vazife bize düşmektedir.
***
2134. Kabre vardığında sana senin yaptıklarını soracaklar, başkalarının yaptığını değil.
***
2135. Tutturmuşlar bir cemaat zamanıdır. Bunlar cemaati sürümü sanıyorlar ne... daha Cemaat nedir, Nasıl olur, bilmeyenler ile nereye varılabilir ki...
***
2136. İnsanların boylarına postlarına kalıplarına bakmayın, insanların ruhlarına bakın! O vücudun içinde olan kişiye bakın. Bunu nasıl yapacaksınız? 0 kişinin hareketlerinden, davranışlarından, sözlerinden, yazdıklarından anlayacaksın, boyundan posundan değil.
***
2137. Kainatı ve içinde cereyan eden olayları Allah'a veremezseniz sebeplere ve tabiata vermeye başlarsınız.
Mesela kar yağdı. Eğer onu Allah yağdırdı diye bakmazsanız, ister istemez havalar soğudu ve neticede kar yağdı dersiniz.
***
2138. Kesin olarak söylüyorum; demokrasinin olduğu yerde İslamiyet, İslamiyet'in olduğu yerde demokrasi olmaz. Bu durumda bir kişi ya Demokrasiyi benimser, kabul eder ya da İslam'ı. ikisini beraber kabul edip benimseyemez ve sevemez. Eğer ikisini beraber benimsediğini söylüyorsa bu adam demokrasiden yanadır, beşer sisteminin adamıdır.
***
2139. Limon deyince ağzın sulanıyor. Ölüm deyince, hesap deyince, Cehennem deyince gözünden bir damla yaş gelmiyor, en küçük bir korku ürperti yok. Bunda bir terslik var.
***
2140. Allah Celle celalühu zinayı yasak ederek aileyi büyük bir koruma kalkanı altına almıştır. Zinayı serbest edenler Allah'ın bu aileyi korumak için koyduğu kalkanı kaldırıp aileyi yıkılması için tehlikelere karşı açık ve korumasız hale getirmişlerdir. Büyük şeytan kendi avaneleri içerisinde en çok aileyi yıkan şeytanları sever. dolayısıyla şeytanlar İstanbul sözleşmesi çıktığından beri herhalde Bayram ediyorlardır, ne de olsa işleri kolaylaştı.
***
2141. Bizim din düşmanlarına, münafıklara, fasıklara dinimizi şirin göstermek gibi bir derdimiz yoktur. Dinimizin her şeyi mükemmel ve güzeldir, saklamayı gerektirecek bir hükmü de yoktur.
***
2142. Ne ederseniz edin öleceksiniz. Öyleyse ölüm ve Sonrası için hazır olmaktan başka çare yoktur. Artık siz bilirsiniz.
***
2143. Dinimizdeki ayet ile sabit hırsızın elinin kesilmesi, zina yapana sopa vurulması gibi meseleleri bahsetmeyerek güya din düşmanlarına, münafıklara, fasıklara dinimizi şirin gösterecekmişiz.
Bizim dinimiz mükemmeldir, her şeyi de güzeldir. Dolayısıyla dinimizde çirkin bir şey yoktur ki saklansın. Saklanacak bir şey yoktur; hırsızın elinin kesilmesi de güzeldir, zina eden kadının recm edilmesi de. Biz dinimizde ne varsa söyleriz, beğenen beğensin.
***
2144. Paranın da menfaatin de peşinde isen mutlaka kaybedersin, kazansan bile.
Bir davan varsa ve değerlerin peşindeysen mutlaka kazanırsın, kaybetsen bile.
***
2145. Lafa gelince "kitabım Kur'an" Peki hangi hareketini Kur'an'a göre yapıyorsun.
***
2146. Maalesef camilerde elimizden çıkmıştır.
***
2147. Bu dünyada senin hoşuna giden şeylerden daha çok hoşuna gitmeyen şeyler olacak ve başına gelecektir. Bunlara karşı tek silahın kabullenmek ve sabretmektir.
"Allah sabredenlerle beraberdir" Ayet.
***
2148. Bir adam da şiddetli Allah korkusu başladıysa bu adam Terakki edecek demektir. İnsanların Allah'tan en çok korkanı Peygamberimiz sav'dir. Sahabeler içinde Allah korkusundan vefat edenler oldu. Evliya, büyük zatlar olarak bildiğiniz her kişi son derece Allah'tan korkan kişilerdi.
***
2149. Batılı düşünür ve filozofların ortak olarak hepsinin birden "İnsan bir hayvandır, İnsan düpedüz bir hayvandır" demelerinin sebebi kendileri hayvan olduklarından ve herkesi de kendileri gibi hayvan sarmalarındandır.
***
2150. Sebepler insanları boğuyor.
Mesela; adam corona oldu ve öldü. Şimdi bu adamı korona mikrobu mu öldürdü, yoksa Allah mı? Öldüren Allah'tır, mikrobun ne haddine Allah demeden bir adam öldürmek... Amma bu dünyada her iş sebeplerle olur. Sana düşen o sebebin üstünde Cenabı Hakk'ın tasarrufunu görmektir. Yoksa sebeplerden korkar ve sebeplere yalvarmaya başlarsın. Bu ise dünya hayatında tam bir Cehennemi vaziyettir. Herkesten ve Herşeyden korkar, her şeye ve herkese dilenci olursun. İyi anla...Allah demeden bir yaprak düşmez. Enam suresi.
***
2151. İslamiyet laf değildir, fiiliyattır. Hani bazen alacağın var ödeyemiyor, Silivermektir. Bazen kış günü fakir komşunun çocuğu ayakkabısızdır, ayakkabı alıvermektir, bazen komşu odun kömür alamamış, soğukta üşümektedir, ona odun kömür alıvermektir. Bazen sana herkes kızacağını bildiğin halde Hakkı haykırmaktır, zulmeden zalim idareciye karşı çıkıp yüzüne karşı hakkı söylemektir. Asla kimsenin hakkını yememek ile beraber elinden geldiği kadar başkasının hakkını yenmesine engel olmaktır, vesaire vesaire....
Yani islamiyet fiilen yaşamak ile olur, Lafla değil. lafla müslümanlık kolaydır, fiilen Müslüman olmak zordur.
***
2152. Her Asrın alimi ayrı olur. Çünkü her asrın insanı farklıdır. Onlara onların dilinden anlayacak ve onların anlayacağı şekilde İslam'ı kur'an-ı hadisleri anlatacak yeni alimlere ihtiyaç olur.
***
2153. İnanılır gibi değil. Bu hayatın sahibi peygamberler göndersin, dinleme! Emir ve yasaklarını bildirdiği Kur'an'ı bir defa okuma! Hatta o Emir ve yasakların tatbikini dünya çapında yasakla! Sonra da dünyada rahat edeceğim diye bekle....
Daha çok beklersin. Asıl sen ahirete seni bekleyen azapları düşünsen iyi edersin. Cehennem öfke ile seni bekliyor.
"Cehennem öfkesinden Neredeyse çatlayacaktır. Mülk Suresi 8 ."
***
2154. Duvara tostladık beyler. Yeni döneme hazirlanalım artık, bu dönem bitti. Bu dönemde biz yenildik, amma bundan sonraki dönem kesin bizimdir 2020.
***
2155. İnsanlar hiçbir zaman düzelme gayreti içindeyken helak olmamışlardır. Umut kalmayınca helak olmuşlardır. Yani, şimdiki siyaset yoluyla İslami bir dönem gelecek olsaydı hatta bu konuda en küçük bir umud da olsaydı dünyaya Korona gibi dünya çapında bir ikaz gelmezdi diye düşünüyorum. Demek umut yoktur. 2021.
***
2156. Ben herkesi memnun edecek şeyler yazabilirim amma, o zaman artık ben, bu ben olmam.
Bu yüzden kimin memnun olacağına bakmadan bildiğimiz doğruları yazmaya devam edeceğiz.
***
2157. "EY NURCULAR!" diye hitap ettiğim zaman bazı samimi nurcu arkadaşlar sitem ediyorlar, elbette haklılar. Bu yüzden bu hitabı şerh ediyorum.
Böyle hitap ettiğim zaman;
1. Demokrasi denen beşer sistemini benimseyen, demokrasi denen deccal sistemini savunan nurcuları kasd ediyorum.
2. Risalelerin anlaşılmasını engellemek için izah ettirmeyen ve gazete gibi okuyup geçenleri kasd ediyorum.
3. Milyonlarca müslümanı öldüren, milyonlarcasını yurtlarından eden ve Kur'an'ın bütün dünyada tatbikini yasaklayan ve bütün terör örgütlerinin arkasında olan, PKK'ya binlerce Tır silah gönderen Büyük deccal Amerika ile gün gelip birleşip omuz omuza olacağız diye hâyâl kuran basiretsiz nurcuları kasd ediyorum.
4. Ülkemizde dahi küçük deccal olan süfyanları tanımayıp peşinden giden akılsız nurcuları kasd ediyorum.
5. Gavurlara şirin görünmek için risaledeki "Avrupa kâfirleri, ingiliz şeytanları, amerikan iblisleri" gibi kelimeleri çıkarıp değiştiren hainleri kasd ediyorum.
6. "Maddi cihad zamanı geçmiştir" gibi Kur'an'a tamamen zıt fikirleri saçanları kasd ediyorum.
7. "Mehdi de İsa as da gelip geçmiştir" diye ümmeti Muhammed in umudlarını kıran nurcuları kasd ediyorum.
Hulasa Üstad'ı ve risalede yazılanları dinlemeyip, kabul etmeyerek çeşitli te'vil ve yorumlarla bozup yanlış fikirleri üreten, savunan ve yayan nurcuları kasd ediyorum.
YOKSA HAKİKİ NURCULARA, NUR TALEBELERİNE "EY NURCULAR" DİYE HİTAP ETMEKTEN HÂYÂ EDERİM.
Hakiki nurcular kimdir?
1. Dinimizdeki ilk emir olan "oku" emrini alıp risale-i nur'lar ile kâinatı okuyanlardır.
2. Daha ilk derste hakikat alemine giren, esma dairesinde seyredenlerdir.
3. Kâinatta tecelli eden binbir esma-i ilahiyyeyi görüp, anlayıp o esma ile tanıdıklar Rablerine ibadet edenlerdir.
4. Onlar halife-i arz olarak Cenab-ı Hakk'ın külli rububiyyetine karşı külli ubudiyetle mukabele edenlerdir.
5. Her baktıkları şey ile Cenab-ı Hakk'ın varlığını ve birliğini anlayıp tevhid mertebelerinde terakki edip bir nevi mirac olan namazları ile Allah'ın huzuruna çıkıp Ona muhatap olup dost olanlardır.
6. Kainatın zerrelerini tespih taneleri gibi kullanıp külli zikir ve şükür edenlerdir.
7. Baktıkları mahlukatın hal dili ile yaptıkları zikirlerini anlayan ve kendi zikirlerini de onlara katarak serzakir gibi bütün kâinat ve mahlukat ve mevcudat ile beraber külli zikir edenlerdir.
8. Onlar akıl almaz bu hakikatleri diğer mümin kardeşlerine de ulaştırmak için gayret eden fedakârlardır.
9. Onlar kendilerini en aşağı ve en günahkâr gördükleri ve nihayet tevazuda oldukları halde makamkarı âlâyı illiyyinde olanlardır.
Hulasa, onların saymakla bitmez özellikleri ve kemâlatları vardır.
Bu zatların yanında olmak, derslerinde bulunmak bile büyük bir nimettir.
***
2158. Batı insanı, teknolojide zirveye koşan Batı insanı daha dünyaya niye geldiğini bilmeyecek kadar zavallı... dünyaya kim getirdi vazifesi nedir, nereye gidiyor, bu kainatı kim yarattı, ne için yarattı, O insandan ne istiyor bilmeyecek kadar cahil. Gittiği alemde kendisini de bekliyor, ne ile karşılaşacak ve bilmiyor ve bu gidişle bilmesi de mümkün görünmüyor. Nefis ve şeytan yolunda perişan olan zavallılar.
***
2159. insan boş kaldı mı onu iki şey bekler; Ya ibadet ya Sefahat... Hz Ali bu konuda şöyle demiş sen nefsini meşgul etmezsen o seni meşgul eder.
***
2160. Kürsüde Seçkin bir hatip topluluğa hitap ediyor, söylediği şu; önce şu sorunun cevabını bulmalıyız; Gerçekte ben kimim?
Teknolojide Zirve yapan batı insanının durumu bu... kendine arıyor. Daha kim olduğunu bilmiyor, insanın ne olduğunu bilmiyor, İnsan nedir? Ne için dünyaya gelmiştir? Nereye gidiyor vazifesi nedir? Bu ve bunun gibi soruların cevabını arıyorlar. Evet onların arayıp da bulamadığı sorunun cevabı bizim için çok kolay bakın bakalım: Kim ileride, kim geride?
***
2161. Bu millete ahireti unutturdular. Bütün problem buradan çıkıyor.
***
2162. 2024 yılında yeni döneme gireceğimizi tahmin ediyor ve bekliyorum. (2020)
***
2163. Başarıyı yakalayan batı toplumu bununla da tatmin olmadığından kendine arıyor. Bütün ciddi toplantılarda konu bu.. Gerçekte ben kimim? Cevaplara bakıyorum: doğru cevaptan Çok uzaktalar.
Cevap bizden....bir gün bize müracaat ederlerse öğrenirler.
***
2164. Ves sulhu hayır, sulh hayırdır.Nisa Suresi 128
Eğer beni dinleyen olursa risale-i nur'lar ile dinimize hizmet gayreti içinde olan kardeşlerimize hitap etmek istiyorum. Vessulhu hayr, sulh hayırdır.
Üstad Hazretlerinin vefatından sonra abilerin birlik ve beraberlik için çok gayret ettiklerini gördüm ama olmamış, elbet bunun pek çok hikmetleri vardır, belki de öyle olması gerekmiştir. Hikmet öyle iktiza etmiştir, bilemiyoruz. Çünkü insanlar da meslek ve meşrepler farklıdır. Mesela; tavuk da ördek de aynı kategoridendir. Ama ördek yüzmeye gider tavuk çöple gider. Bunları bir araya getiremezsiniz, zorla getirseniz de olmaz. Aynen bunun gibi; insanlarda meşrep farklılığı vardır. Bu onların ellerinde değildir. Dolayısıyla herkes meşrebine uygun hareket edecektir. Bu normaldir. Hizmetinde pek çok yönü var, yani bir kısım kardeşlerimiz yazı ile meşgul kitapları yazmak suretiyle neşretme yolunu seçmişler, buna kötü diyemeyiz, bir kısım kardeşlerimiz okuyup anlamak ile meşhur olmuşlar, bir kısım kardeşlerimiz risale-i Nurları basıp neşretmek ile meşgul olmuşlar, bir kısım kardeşlerimiz risaleleri farklı dillere çevrilerek dünyaya ulaştırmak ile meşgul olmuşlar. Biz bir kısım kardeşlerimiz kendilerini manaya verip Tevhid ve marifetullahda Terakki etme yolunu seçmişler, bir kısım kardeşlerimiz risale-i nurların herkese ulaşması için medreseler açmakla meşgul olmuş, bir kısmı da diğer ülkelerdeki insanlara ulaştırmak ile meşgul olmuşlardır ve herkese gördüğünüz gibi hizmetin pek çok yönü olduğu gibi pek çok farklı kabiliyette insanlara ihtiyaç olmuştur. Dolayısıyla her bir hizmet grubu farklı bir alanda çalışmıştır ve bugünlere gelmiştir, yani bugünlere kolay gelinmemiştir. Ne çileler çekildiği herkesin malumudur. Dolayısıyla her kim İhlas ile hizmetini yapmış ie elbet mükafatını alacaktır, kim de başka maksatlar için hizmet ettiği ise o da ona göre muamele görecektir.
Dolayısıyla her biri farklı meşrep sahibi kardeşin kendi alanda hizmet etmiş olması veya hizmete devam etmesi gayet normaldir ve bir güzelliktir. Bu farklı mezhep ve hizmetler Diğerlerine rakip değil aslında hizmeti tamamlayıcıdır. Dolayısıyla kendi alanında meşrebine uygun olarak hizmet eden herkes bizim kardeşimizdir. Bizim hizmet edemediğimiz alanlardaki boşluğu doldurmaktadırlar. O alanda hizmet eden olmasa orası eksik olacaktır, dolayısıyla her bir meşrep sahibi hizmetin farklı bölümünü tamamlamaktadır. Böyle bakınca Bizler birbirimizin rakibi, düşmanı değil yardımcısı durumunda oluyoruz; el, ayak ve göz farklı olmak ile beraber aynı maksada hizmet ettikleri gibi rakip değil, yardımcı oluyorlar.
İşte bu sırrı anlayıp herkes kendi meşrebinde en iyi hizmeti yapmak gayreti içinde olması gerekirken maalesef son zamanlarda birbiriyle kavga edip bir diğerinin hizmetine set çekmek gibi yanlış bir yola girilmiştir. Bunlar dinimize uyumadı gibi risale-i Nur'a da uymaz. Hatta insanlığa da uymaz. Dinimiz birlik ve beraberliği emrettiği gibi Üstat Hazretleri de "mesleğinizin muhabbetiyle hareket edin" diyerek bu düsturu ortaya koymuştur. Başka meslek ve meslek mensupları ile düşmancasına uğraşmak risale-i Nur'a da uymaz dinimize de. Öyleyse yapacak iş kendi meslek ve Meşrebimizin muhabbeti ile en iyi hizmeti yapmak gayreti içinde olmaktır. Başka meslek ve meslekler ile hizmet etmekte olan kardeşlerimizi düşman görmek onlarla uğraşmak doğru değildir.
***
2165. Dünyada bütün servetlerin, mal ve mülklerini toplamı 1 gün oruç tutan bir müminin ahirette alacağı ve ebedi olarak onun olacak servet kadar olamaz.
***
2166. Nefsine esir olanlar hür olduk zannediyorlar. Halbuki hakiki Hürriyet ve özgürlük nefsin esaretinden kurtulmak ile mümkündür.
***
2167. Umumi Dünya ile hususi dünyamızı karıştırmak en çok yaptığımız hatalardandır. Yani sen ölür gidersin de kimsenin haberi bile olmaz.
***
2168. Çok acayip! İslamın şartlarından birisi seyahat ile, diğeri az yemek ile, diğeri etrafındaki fakir fukaraya görüp gözetmek ile ilgili, Hac, oruç ve zekat seyahat etmek, az yemek ve fakir fukaraya yardım edip gözetmek. Evet, dinimizdeki esaslara bakın; seyahat et, az ye ve etrafındaki fakir fukaraya yardım et.
***
2169. İnsanoğlu işlemiş olduğu günahlardan tövbe etmek suretiyle kolayca kurtlabildiği halde tövbe etmiyor da gidip cehennemde yanıyor.
***
2170. Çok garip... Lehül mülkü, mülk onundur. Hakiki manada mülk daima Allah'ındır. Ancak O dilediğine dilediği kadar mülkünden verir ve dilediği kadar da istifade ettirir veya dilediği zaman da geri alır. Hakikat budur.
***
2171. Din düşmanı gavurların neden kolayca bir araya geldikleri ve ehli Hakka Galebe ettikleri her zaman akıllarda bir soru olarak gelmiştir. Çünkü onlar alçak ve aşağı kimselerdir. Bu yüzden kolayca bir araya gelmektediler. Çünkü onlar menfaatin etrafında toplanmaktadırlar. Böyle menfaat etrafında toplanmak kolaydır. Köpekler bile bunu kolayca yapmaktadır, amma ehli hak ise menfaat etrafına toplanmıyorlar ki kolayca bir araya gelsinler. Onlar ulvi gayeler için bir araya gelip mallarını ve canlarını ortaya koymaları gerekir. Bu ise zordur. Gavurlar bir araya gelerek menfaat elde ederken, ehli hak bir araya gelerek malını ve canını ortaya koyacaktır. Bu ise kolay değildir. Bu yüzden ehli hak kolayca İttifak edememektedir.
***
2172. Zenginlik muhtaçları sevindirmekle güzelleşir.
***
2173. Ah Üstadım Ah, sen ne yaptın böyle. Risalede bazı yerleri eksik bıraktın ve bunu ileride bir Nurcu yazacak dedin, tamamlayıp gitsen olmazmıydı. Bak, şimdi kimse kendisinden iyi nurcu tanımıyor, amma o eksik yerleri yazmaya gelince kimsede tık yok. Sen onlara haddini bildirmek için mi oraları eksik bıraktın. Sen dünyadan gideli 60 sene oldu, az bir zaman değil. Nihayet Muş'tan bir Molla bir eser ortaya koydu. Dediğin yerleri yazdı amma o ve yanındakiler öyle yanlışlar yapar ki diğer nurcularla mahkemelik oldular. Bu yüzden yazdığı eserlere diğer nurcular dönüp bakmadılar bile. Elbet senin eksik bıraktın yerler yazılacak, ona şüphemiz yok. Ancak o yazılanlar senin haber verdiğin midir değil midir, karar verecek bir merci de yok.
Evet Üstad Hazretlerinin eksik bıraktığı ve ileride bir Nurcu tarafından yazacak dediği yerler herkesin maskesini düşürecek gibi görünüyor. Herkese haddini bildireceğe benzer. Bu mesele başka eserlerde görülen bir şey değil. Bazı bölümleri eksik bırakmak ve ileride birisine havale etmek... müthiş bir mesele ve çok hikmetleri var. Evet, vakti geldi ve hikmetler de görülmeye başlandı. Evet abiler buyrun, görev sizi bekliyor. Yok artık, öyle bizden iyi nurcu yok demek. Bu işler lafla olmuyor.
***
2174. Allah'a güzel bir kul olmak daha dünyada cennete girmektir.
Şeytan ve nefse kul olmak daha dünyada cehenneme girmektir.
***
2175. Ben tam bir köleyim;
Efendimin mülkünde yaşarım,
Efendimin verdiğini yerim,
Efendimin verdiğini içerim;
Efendimin verdiğini giyerim,
Efendimin verdi İşte çalışırım.
***
2176. Deccallar çocuklarımızı bile elimizden aldı, karı ve kızlarımızı da almak ve azdırmak için kanun üstüne kanun çıkarıyorlar. Peygamberimiz sav insanlık tarihinin en büyük fitnesi dediği Deccal dönemindeyiz. Müthiş bir fitne amma bunu dinimize uygun yaşamaya çalışanlar fark ediyor, diğerleri fark edemiyor.
***
2177. Allah insana çok değer veriyor. Dikkat edin Allah insanın dilinden konuşuyor. Kur'an Allah'ın konuşmasıdır ve bu konuşma insanın dilinden yapılıyor. Yani sen Kur'an Okuduğun zaman veya Kur'an'dan bir ayet söylediğin zaman o sözler senin olmuyor.
***
2178. Şarkıcı kadınlar cehennemde öyle bir azap olunacak ve öyle bir bağıracaklar ki cehennemdekiler kendilerini unutup "ne oluyor" diye onun etrafında toplanacaklar.
Bir şarkıcı kadın ölmüş de Türkiye yasa boğulmuş. Vah ki ne vah.
***
2179. Bizi bizden olanlar bitirdi.
1. Holdingler vasıtasıyla 1990'larda İslami kesin ekonomik olarak büyük bir darbe yedi ve ekonomik olarak çökertildi. Ekonomik gücün ne kadar önemli olduğu malumdur. İslami kesim ilk darbeyi ekonomik olarak yedi ve ekonomik olarak çökertildi.
2. Fetö vasıtası ile bütün cemaatlerin itibarları yerle bir edildi. Şu anda hiçbir cemaatin itibarı kalmadı ve toplum üzerindeki etkileri bitti.
3. Şimdi sırada 3.darbe var, geldi. Fakat henüz tamamlanmadı. Bu darbeyi henüz açık açık yazamıyoruz. Çünkü henüz devam ediyor. İşte bu darbeden sonra ortada bir şey kalmayacak. the end. 2021
***
2180. Sana en çok zararı kim veriyor, biliyor musun? kendin veriyorsun...
Mesela; kimse sana zorla sigara içirmiyor,kendin içiyorsun, kimse sana zorla çok yedirmiyor, kendin isteyerek yiyorsun, kimse sana zorla uyuşturucu kullandırtmıyor, kimse zorla sana içki içirmiyor, kumar oynatmıyor, zina ettirmiyor ve hakeza..yapıyorsan bunları kendi isteğinle yapıyorsun ve neticede sen kendini mahvediyorsun. Şimdi söyle, bu kadar zararı sana başka kim verebilir?
***
2181. Mehdi döneminde böyle büyük hapishanelere gerek olmaz. Çünkü hırsız ise elini keser bırakır, haksız yere adam öldürmüşse idam eder, hapiste beslemez. Terörist ise çaprazdan elini ayağını keser ve sonra idam eder, zina etmiş ise ve bekar ise 100 sopa vurur ve bırakır. Yani öyle uzun yıllar hepiste beslemez. Zaten uzun yıllar hapis cezası İnsan fıtratına zıttır. İnsanı insanlıktan çıkarır.
Bu beşeri sistemlerin cezaları bile insanlık dışıdır.
***
2182. Allah'ın korona gibi daha nice sayısını ancak kendisinin bildiği askerleri ve orduları vardır. O'nun karşısında kim durabilir ki...o gavurları gidermek ve İslam'ı bir daha getirmek isterse zorluk var mıdır?
***
2183. Yok öyle korona bitsede eski nefsani hayatımıza geri dönsek. Geçti beyler geçti, boşuna beklemeyin.
***
2184. Önümüzdeki dönemde Deccalların kadınlara verdiği haklar iptal olacaktır. Önümüzdeki dönemde kadınların hakları Allah'ın onlara verdiği kadar olacaktır.
***
2185. Önümüzdeki dönemde çok âlim ve Mürşide ihtiyacı olmayacak en büyük bir mürşit, en büyük bir komutan, en büyük bir Müçtehid olan mehdiyi Azam fetva verecek, bu anında bütün dünyaya yayılacak, Müslümanlar da ona göre hareket edeceklerdir. Bu kadar basit.
Acayip günler geliyor.
**
2186. Esma-i ilahiye cihetiyle kainatın kapları tamamen kapalıdır ve anahtarları Allah'ın elindedir; dilediğine dilediği kadar açar. "Yerin göğün anahtarları onundur" Şura Suresi 12.
***
2187. Şu nefsine bir "dur" de. Senin istek ve arzularından yakalıyorlar.
***
2188. Size gitmekte olduğunuz ahireti unutturdular. Bütün problem buradan çıktı.
***
2189. isyanda sınır tanımayan insanlara gitmekte oldukları azaplardan bahsetmeli ki Belki yapmakta oldukları kötülükleri terk ederler. Yoksa onlara "korkmayın cennete gideceksiniz" demek onları kandırmak olur. Yarın ahirette ateşi görünce gelip yakana yapışırlar.
***
2190. Televizyonlar, diziler sizi zehirlemekte ve mânen öldürmektedir.
***
2191. İhlas amel yaparken Allah'ın rızasını düşünmektir.
Riya ise amel yaparken milletin ne diyeceğini düşünmektir.
***
2192. Şimdi haberlerde söyledi "binlerce kişiyi dolandıran çete yakalanmış, mahkemede serbest" yuh olsun, batsın bu Sufyan sistemi.
***
2193. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" dediler ve alimleri mürşitleri yok ettiler. Bugün ise ilmin mürşitliğinde toplumun nereye geldiği ortada. Nasıl, toplumu getirdiğiniz yerden memnun musunuz.
***
2194. Ödüllü güzel Kur'an okuma yarışması bidattır, okuyan kendini jüriye beğendirmek ve ödül almak için okuduğundan riyakar olmaktadır. Bu yarışmalar dinimizde şiddetle reddedilen küçük şirke kapı açtığından, riyakarlığı teşvik ettiğinden merduttur.
***
2195. Erkek şiddeti varmış...peki kadın şiddeti ne olacak?
Öyle kadınlar var ki kocasına eziyet etmek için özel yetiştirilirse o kadar eziyet edemezlerdi. Unutmayalım, Cehennem ehlinin çoğu kadınlardır. Onların da çoğu kocalarına eziyet yüzünden oraya gireceklerdir. Kadına şiddet varmış! Yuh size.
***
2196. Alim demek; ayetleri okur, hadisleri okur, Peygamberimiz'in hayatını bilir, hangi olay karşısında ne yaptığını bilir, kendisinden önceki müçtehitleri ve onların fetvalarını bilir, daha sonra kendi yaşadığı dönemdeki olayları bu ilmi çerçevede değerlendirir ve kendi yaşadığı dönemin insanlarına O gün o şartlarda dinimize uygun olarak nasıl davranmaları gerektiğini öğretir.
İşte bunun için her asrın insanı ve şartları değişik olduğundan o asra o insanlara uygun dini anlatacak alimlere ihtiyacı olur. Bu yüzden alimler kendi yaşadığı dönemin insanlarına uygun bir şekilde İslam'ı anlatırlar. Vazifeleri budur.
Bu yüzden her asırda O asra uygun hitap edecek alimlere ihtiyaç olmuştur ve bu yüzden her asırda farklı Alimler gönderilmektedir. Bu önemli vazife yüzünden dinimizde alimlere büyük önem verilmiş ve peygamber varisi olarak nitelendirilmişlerdir. Yoksa insanlara "ayetleri kendiniz okuyun, hadisleri kendiniz okuyun, anlayın, ona göre hareket edin, alimleri dinlemeyin" demek insanları iğfal etmektir. İnsanlara "doktora gitmeyin, Tıp kitaplarını okuyun, kendi kendinizi tedavi edin" demek gibi oluyor. Bunun nasıl bir cinayet olduğu ortadadır. Nitekim bunu yaptılar; hem kendileri saptı, hem onları dinleyenler.
***
2197. İnsan hata kusur ve günahlarını görüp ebedi hayat tehlikesini anlayınca yapmış olduğu iyiliklerin hiçbiri akına gelmez. İşte müjde bunlar içindir.
***
2198. Sen Allah'a kulluk etmeyenleri hür, özgür mü oluyorlar sanıyorsun? Bilakis onlar nefislerine kul oluyorlar, ne özgürlüğü..
***
2199. Dinimiz Tevhid dinidir. Yani birlik dinidir. Birlik olmaya teşvik eder, insanların kaynaşmasını beraber olmasın teşvik eder. Bunun için aranızda selamı yayın der bunun için hastaları ziyaret edin der, bunun için düğünlere gideceksin davet edildiysen, cenazeye gideceksin der. Yani insanların kaynaşması için olan bütün hareketleri teşvik eder. Hatta iki kişi küs ise dinimizde en çirkin şey yalan söylemek olduğu halde bu iki kişinin arasını düzeltecekse yalan söylemeyi de caiz kılar. Yani toplumdaki kaynaşmaya birlik ve beraberliğe bu kadar önem verir.
***
2200. Dinimiz eğer toplumda ayrışmaya, kötülüğe bozgunculuğa sebep olacaksa doğru söylemeyi bile yasaklar. "Kovucu, Yani laf getirip götüren, cennete girmez" der.
***
2201. Şu kainat sabit bir resim gibi değildir. Devamlı faaliyette olan, müthiş hareket halindeki bir fabrika gibidir. Kainattaki bu muazzam faaliyet ve harekete insanoğlunun müdahalesi yoktur. Öyleyse bu faaliyet insanoğlunun iradesi dışında olmaktadır. Bu faaliyet ve hareketlerde en küçük bir hata olsa insanoğlu dünyada yaşayamaz.
İşte bu kainaktaki akıl almaz faaliyet ve muazzam hareketler gayet yerinde, ölçülü ve hikmetli olduğundan anlaşılır ki onlar sonsuz kudret ve hikmet ve rahmet sahibi, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten bir zatın emrinde ve kontrolündedirler.
Evet, bu kainatı yaratan ve idare eden Allah'tır. O sonsuz Hikmet, rahmet, kudret, İlim ve irade sahibidir.
***
2202. Cennetteki yasak ağacın benzeri bu dünyadaki haramlardır. Haramlara yaklaşırsanız Adem Aleyhisselam'ın başına gelen sizin de başınıza gelir. Yani sizde açık çıplak olursunuz. Güzel olan dünyanız bir anda cehenneme döner. Adem Aleyhisselam yasak meyveyi cennette devamlı kalabilmek için yedi. Tam tersine cennetten çıkarıldı.
Siz de keyfetmek için, zevk almak için haramlara girerseniz olan zevkinizi de kaybedersiniz.
***
2203. Bir şey güzelse bilerek yapılmıştır. Rastgele olan şeylerde güzel olma ihtimali yoktur.
Yaşadığımız alemde ise her şey son derece güzel olduğundan anlaşılır ki her şey bilerek yapılmıştır. Bilerek yapıldığına göre bir bilen tarafından yapılmıştır.
***
2204. Aslında bütün insanlar doğduktan hemen sonra rablerini aramaya başlarlar. Bu fıtratın gereğidir. Rabbini bulabilenler rahat ve huzuru bulur, bulamayanlar perişan olur. Gözümüzün önündedir.
***
2205. İnsan bu dünyada eğer kulluk yolunu bulamazsa bahusus farzları yapıp haramlardan kaçamazsa hem dünyada hem ahirette perişan olmaktan kutlamaz.
***
2206. Bu dünyada yemek için yaşayacak kadar seviyesi düşük insanlar olduğu gibi, yaşamak için yiyen kâmil insanlar da vardır.
***
2207. Şahsi kanaatimdir; yaşadığım ve gördüğüm olaylardan çıkardığım sonuç; ipin ucu kaçmıştır! Siz kendinizi kurtarmaya bakın! Toplum gittikçe içinde yaşanmaz hale gelmektedir. 2021
***
2208. Aman dikkat! Bugünlerde deccalın pek çok yalancı cenneti var. Onlardan uzak durun, onun cenneti cehennemdir.
***
2209. Kendi başına bir tek imam darbe tehdidinde bulunmuş. Cumhuriyet Gazetesi de bunu büyük bir olay olarak haber yapmış.
Eğer bu adam tek başına darbe yapacağını söylemişse bu adam delidir ve yeri tımarhanedir.
Böyle bir şey varsa bunu İslam'a ve müslümanlara hücum etmek için haber yapan haindir.
Böyle bir habere inananlar da maldır.
***
2210. İşin özü şudur; Allah'a itaat edeceksin, nefsine "dur" diyeceksin, hepsi bu.
***
2211. İşii iyice öğrendiler;
Cami mi istiyorsun, al sana cami. Ben hayatımda bu kadar yeni cami yapıldığını görmedim.
Kur'an kursu mu istiyorsun, al sana Kur'an kursu, imam hatip mi istiyorsun, al sana istemediğin kadar İmam Hatip, başını mı örteceksin, ört; toplanıp zikir mi yapacaksınız, sabaha kadar zikredin; toplanıp Risale mi okuyacaksınız, sabaha kadar okuyun. Daha aklınıza ne gelirse... amma sakın ha, bir tek Allah'ın hükmünün tatbikini istemeyin. Yuvanı bile Allah'ın hükümlerine göre kuramazsın, Allah'ın emrine göre evlenip boşanamazsın, amma torba yasa adı altında binlerce Avrupa gavur kanunu getir tatbik et. Ne olur, şimdi uyanacağız da geç olacak, hatta oldu bile. Atı alan Üsküdar'ı geçti.
***
2212. İlk islam deccalı olan Süfyan şimdiki süfyanlardan oldukça daha seviyeliymiş. Zira içkiyi serbest edeceği zaman hocalardan fetva istemiş, fetva almaya çalışmış.
Günümüz süfyanları ise fetva diye bir şey bilmiyorlar, hatta fetva umurlarında bile değil pekçok hoca ve alimde peşlerinde.
Korana boşuna bu zamanda gelmedi. Korkunç günlerdeyiz. Umudum yok, fakat aklımızı başımıza alsak iyi olur.
***
2213. Bir dönem kapanıyor, farkında mısınız? 13 Ocak 2021.
***
2214. Sen insanları ağlatırsan, kendin gülemezsin!
***
2215. Velev ki dediklerin doğru. Peki onu söylemek doğru mu?
Sahabeler okçular tepesini terk eden ve uhudda 70 sahabenin şehit olmasına sebep olan kişileri kimseye söylemediler. Peygamberimiz sav sahabe içindeki 70 münafığı deşifre etmedi. Dinimizde gıybet etmek haram. Halbuki söylediklerin doğru. Bunu yasaklamış, şiddetle neden yasak edilmiş? Daha siz dünyada yokken Üstad Hazretleri ile beraber omuz omuza hizmet eden, her çileye göğüs gerip mallarını canlarını ortaya koyan abilere dil uzatmak velev doğru bile olsa her şeyi ortaya dökmek veya yanlış olan ithamlarda bulunmak ne islamiyete uyar ne de insanlığa. Hizmette bir kahraman olarak bilinen Bekir Berk abi velev doğru bile olsa hain ilan etmek ne derece doğru? Velev doğru bile olsa bunun getirisi nedir? Bundan ne elde etmeyi bekliyorsunuz? Bu son zamanlarda yaşananların İslam'a uygun olduğunu, risaleye uygun olduğunu söyleyebilecek bir tek kişi çıkar mı?Hani ölçümüz kurandı, hadisti?
***
2216. Artık koyunlar Özgür kurtlar bayram ediyor.
Dün özel bir hastaneye gitmiştim. Çalışan genç kız ve kadınların halini görünce kurtların koyunlara özgürlük mücadelesinin başarıyla tamamlandığını gördüm. Koyunlar kurtları dinleyip özgür olduklarını sanarken hem kendilerini hem de toplumu mahvettiler. Aynı zamanda hem dünyaları gidiyor hem de ahiretleri.
***
2217. Kadere iman;
eğer başınıza acı bir olay gelirse, "demek kaderde varmış" deyip teselli bulmanıza faydası olur.
Yada çok başarılı bir iş çıkarırsanız, o zaman da "bu başarı kaderde varmış" deyip o başarı ile övünmenizi engeller.
***
2218. Dünya kelimesi deni kelimesinden gelir ki manası aşağıda demektir. Dolayısıyla dünyanın peşinde koşan kim olursa olsun o dahi deni olur.
***
2219. İnsanların büyük bir çoğunluğu nefis ve şeytan yolunda gittiklerinden toplumda bozguncu durumundadırlar. Ancak şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdiğinden kendilerini iyi şeyler yapıyor gibi görürler. Halbuki onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat bilmezler: "onlara yeryüzünde bozgunculuk yapmayın dendiği zaman biz ıslah edicileriz derler" Bakara Suresi
***
2220. Şimdi herkes birbirini "sen zamanında Feto ile beraberdin veya ona taraftardın" gibi şeylerle suçluyorlar.
Halbuki o zamanlar biz de ikaz etmekle meşguldük. İnternette yazılarımız mevcuttur. Şimdi de durum gene aynı. Bizler yukarıdakileri ikaz ediyoruz. Herkes homurdanıyor.
Yarın gene aynı şey olur; herkesin ne olduğu yakında ortaya çıkar ve sizler gene "biz demiştik falan...." dersiniz. Halbuki şu anda hepiniz yanlış işleri alkışlıyorsunuz. Yani siz de az pu.. değilsiniz.
***
2221. Hata, kusur, günah...
İnsanda hiç eksik olmayan 3 şey. Eğer bunlar olmasaydı insan gerçek manada insan olamaz ve insan olarak vazifesini yapamazdı.
***
2222. Corona insanlık için bir rahmet, belki de büyük bir ikazdır!
İnsanoğlu yaratılış gayesini unutmuş, var gücü ile dünyaya yönelmiş ve dünya hayatına dalmış ve adeta etrafını görmeden dünyanın peşinde yaşamaya başlamıştı. Ölümü unutmuş, sanki dünyayı ve kendisini yaratan yokmuş gibi nefsani bir hayata yönelmişti.
Tam böyle dalmış giderken görünmeyen bir el bütün dünyaya birden "DUR" dedi.
Hayat neredeyse durdu, insanlık tarihinde görülmemiş günler geldi ve insanlar evlerine kapandı; dolayısıyla insanlara dünya için yaratılmadıklarını, hayatın dünya hayatından ibaret olmadığını ve bu dünyanın bir sahibinin olduğunu düşünüp anlama imkânı verildi.
Anlayan anlayıp kendine çeki düzen vererek kurtulacak. Dolayısıyla bu corona onlar için büyük bir rahmet olacak.
Anlamayanlar ise.....onlar ahirette anlayacak dallin güruhudur...veyl olsun onlara...şu hastalık geçse de eski nefsani hayatımıza yeniden dönsek diye bekliyorlar!
***
2223. Eline fırsat geçince hemen zulüm mü yapman gerekiyor... iyilik yapsan olmaz mı?
( bu hitap padişahtan en küçük dairede aile reisine kadar herkes içindir)
***
2224. Kadınlara en birinci lazım olan şey kadın olduklarını kabul edecekler ve kadın gibi davranacaklar.
Erkeklerle yarışı bırakacaklar, çünkü kazanma şansları sıfırdır. Çünkü fıtratları buna uygun değildir.
Erkeğine karı olurlarsa, onun eşi olarak erkekleri ne kadar yükselirse onlar da onunla beraber o kadar yükselirler.
***
2225. Bunların derdi ne?
Allah'ın erkeğe verdiği hakları birer birer geri al, kadına da vermediği hakları birer birer kadına ver!
Unutmayın, Cehennemi karılarına eziyet eden erkekler değil, kocalarına eziyet eden kadınlar dolduracaktır.
Kim kime eziyet ediyormuş!?
***
2226.
Akıllı idareci doğru adamı doğru yerde çalıştırır.
...
2227. Kur'an'ın tatbikinin yasak olduğu bir dünyada başka bütün meseleler artık tali meselelerdir.
Kur'an'ın indiği gece olan Kadir geceniz mübarek olsun.
***
2228. Adam dindar, samimi amma cahil...
Bu cahillerin şerrinden de Allah'a sığınmak lazım.
Adam kendilerinden iyi müslüman tanımıyor, dinimize hizmet için ortaya çıkmış, hele kimseyi de beğenmiyor, amma dinimize ait en basit bir meseleyi de bilmiyor..
Adam şeriat istiyor, şeriat diyor, Allah'ın hükmü diyor, cahil olunca önce namazlı abdestli insanları müşrik ilan ediyor, sonra da öldürüyor.
Bunlar nedense gavurlarla uğraşmıyor, vur ha müslümanı...
"Cahillerden yüz çevir" Araf suresi 199
***
2229. Dünyada yeni bir döneme geçilmesi gerekiyordu. Fakat insanlar önceki alışkanlıklarını kolay kolay terk edemezlerdi. Mesela: düğün yemeklerini kim kaldırabilirdi? Mesai saatlerini kim değiştirebilirdi, evden, uzaktan çalışmayı kim getirebilirdi? Okullardaki demode olmuş eğitim şeklini kim değiştirebilirdi ve hakeza...
İşte hayatın dünya çapında değişmesi ve dijital hayata geçiş için bir sebep lazımdı. O da; CORONA'dır.
***
2230. Neden şu soruyu sormadık;
ordumuzdaki namaz kılan veya hanımı örtülü olan kişileri Ordu'dan atan komutanlar kim? Bunlar bizden olabilir mi? Türk olabilir mi, müslüman olabilir mi?
Öyleyse şunu demeliydik; bu komutanlar kim?
O zaman diyemedik ve hâlâ diyemiyoruz?
***
2231. Evlilik ve nikâh yolunu zorlaştırmak, zina yolunu açıp kolaylaştırmak deccalların işidir ve ancak deccal döneminde olur.
***
2232. TALİBAN MÜSLÜMANLIĞI
Afganistan'ı işgal etmiş bir tane amerikan, alman, italyan, ingiliz askerini öldürmek yok, onlara dokunmak yok!
Amma müslüman afgan halkını öldür ha öldür. Kalabalık yerlerde bomba patlat...
Dün gene insanların kalabalık olduğu kabil'de bomba patlatmış, en az 50 kişi ölmüş, yaralının sayısı yok.. şu mübarek ramazanda.
Artık bu ne müslümanlığıysa...
Burada PKK ne ise orada taliban o...
Gittim ve gördüm...bir ay önce oradaydım.
***
2233. Filistin için miting yapacakmışız, bağırıp çağıracakmışız, yürüyecekmişiz.....
Oyun mu oynuyoruz kardeşim? Bir sürü İslam ülkesi var, orduları var, askerleri var silahları var, Para da var, yapsınlar gerekeni...
Biz arkalarındayız, öyle bağırıp çağırmakla olmaz bu işler.
Gönder Filistin'e 10 tane Babayiğit bak ne oluyor
***
2234. Cahil bir adam eline silahı alacak, sonrada milleti müşrik ilan edecek, sonra da öldürecek!!!!
Bu hangi islamiyet, hangi şeriat?
Allah bunların da şerrinden bizi korusun!
***
2235. İnsan nedir, bu hayattan maksat nedir, insan nereden gelmekte ve nereye gitmektedir? Bu hayattaki vazifesi nedir,?
Bu ve bunun gibi soruların cevabı ancak vahyi dinlemek ile bulunabilir. Nitekim vahyi dinlemeyen batılı filozoflar bu konuda sınıfta kalmışlar ve "insan düpedüz hayvandır" demişlerdir. Çünkü onların yaşadığı hayata göre insan hayvan değil, hatta hayvandan da aşağı bir mahluktur!
***
2236. Yahudi'nin zulmü islam aleminin ne kadar perişan ve kimlerin elinde oyuncak olduğunu göstermiştir.
Sahte kahramanların, sahte liderlerin, sahte şeyhlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
***
2237. -Allah zengindir.
-Nereden biliyoruz?
- Peygamberimiz sav öyle diyor, Kur'an öyle diyor, kâinata baktığımız zaman da öyle olduğunu gözümüz ile görüyoruz.
-Allah cömerttir.
-Nereden biliyoruz?
- Peygamberimiz sav öyle diyor, Kur'an öyle diyor, kâinata baktığımız zaman öyle olduğunu gözümüz ile görüyoruz.
-Allah'ın gücü her şeye yeter.
- Nereden biliyoruz?
-Peygaberimiz sav öyle diyor, Kur'an öyle diyor, kâinata baktığımız zaman öyle olduğunu gözümüz ile görüyoruz.
-Allah güzeldir...
-Allah merhametlidir.
-Allah şefkatlidir.
-Allah hakimdir.
-Allah alimdir.
-Allah adildir,
-Allah rezzaktır, nakkaştır, faildir, faaldir, vahiddir, ehaddir, mülevvindir, hannandır, mennandır, malikül mülktür, mutasarrıftır, kerimdir, muhsindir, latiftir, müdebbirdir ve hakeza bütün isimlerini sayınız.
-Nereden biliyoruz?
-Peygaberimiz sav öyle diyor, Kur'an öyle diyor, kâinata baktığımız zaman öyle olduğunu gözümüz ile görüyoruz.
EHL-İ HAHİKATİN BAYRAM HEDİYESİ BÖYLE OLUR.
***
2238. Eğer zenginler, makam sahipleri gözünüzde gittikçe büyüyor ve erişilmez kişilermiş gibi görünüyorsa; siz yanlış yoldasınız demektir.
Yok eğer zenginler ve makam sahipleri dünya yükünü omuzlarına almış ve altında ezilen zavallılar gibi görünüyorsa;
Siz doğru yoldasınız demektir.
Ölçü bu...
***
2239. Nurcular iki türlüdür.
BİRİNCİ GURUP NURCULAR; Amerikayı büyük deccal görür, dünyadaki bütün fitnelerin arkasında amerikanın olduğunu bilir, bütün terör örgütlerinin arkasında amerika vardır, yahudilerin amerikaya dayanarak terör estirdiğini bilir. Alemi islamı amerikanın yakıp yıktığını, milyonlarca müslümanı öldürdüğünü, yurtlarından sürdüğünü görür ve yahudilerin yönlendirdiği amerikayı dünyanın başının belası görür ve en büyük düşman olarak amerikayı bilir.
İKİNCİ GURUP NURCULAR; İleride amerika ile kol ola girerek rusya ile savaş yapacağının hayaliyle yaşar. Bu yüzden amerikanın dünya çapında estirdiği terörden dolayı gereken tepkiyi gösteremezler. Bunlara amerikanın deccal olduğunu kabul ettiremezsiniz, öyle ya ileride kol kola girmeyi planladığı amerikaya nasıl deccal desinler, diyemezler!
ALLAH BİZİ BİRİCİ GURUPTAN EYLESİN, İKİNCİ GURUPTAN OLMAKTAN MUHAFAZA ETSİN!
***
2240. Yasin Suresi 28,29:
Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de değildik; sadece tek bir çığlık.. o kadar, hemen sönüp gittiler.
**Evet Allah cc üzerimize ordu indirmedi, sadece en küçük askerlerinden birini, coronayı gönderdi.
Dünya çapında Kur'an'ı yasaklayan zalimler ve ilahlık dava eden sahte ilahlar ne yapacaklarını şaşırdılar.
Sadece gözle görünmeyen bir virüs...ve hayat durdu...
***
2242. Lafı uzatmaya gerek yok. İşte ayet. Ali imran suresi 145;
"Hiçbir kimse Allah’ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır."
O ZAMAN TİTREYİP DURMAYA GEREK YOKTUR. VAKTİ GELİNCE ZATEN ÖLECEKSİN. VAKTİ GELMEDEN ZATEN ÖLMEZSİN. O KADAR.
***
2243. Peygamberimiz'i sav dinlemedikçe,
Kur'an'ı tatbik etmedikçe,
Alem-i islam bu zilletten kurtulamaz!
Boşuna Ebabil kuşlarını beklemeyin!
***
2244. Koronadan dolayı topluma gelen sıkıntı bir ise, hayatı durdurmaktan kaynaklanan sıkıntı ondur.
Bu yüzde koronaya karşı hayatı durdurarak çözüm aramak yerine, hayatı durdurmayacak şekilde çözümler bulunmalıdır.
Koronadan ölenlerin nüfusa oranı 2.000'de 1'dir.
2 binde bir kişi ölmesin diye 1999 sağlam kişiyi eve hapsetmek, ekonomiyi kilitlemek neticede toplumun büyük bir bölümünün perişan olmasına sebep olmak doğru değildir.
Çözüm isterseniz bizde fikir çoktur.
***
2245. Bu hayatta herşey para değildir!
Öyleyse, sizin de bütün gayeniz para kazanmak olmasın!
***
2246. Toplum içinde kötüler bozguncular her zaman bulunur.
Devletin işi; masum halkı bu kötü, şerli, bozguncu insanlardan korumak ve kurtarmaktır, tarafsız olmak değildir.
***
2247. Bugün inkişaf etmiş çok önemli bir hakikat;
Biliyorsunuz din tacirleri dua kitabı satıyorlar; hangi duanın hangi dünyevi menfaatlere okunacağını da yazıyorlar, geçmişten örnekler de veriyorlar, yani garantili.
Günümüzün dünyevi menfaat peşinde koşan insankarı da insanı da bu kitabı alıyorlar, aynı duaları dünyevi istekleri için okuyorlar, amma hiç bir şey olmuyor!
Elbette olmaz, çünkü;
Evet o dualarda o özellikler var, o dualar okunduğu zaman bahsedilen neticeler de alınmış, doğru....amma iş sadece dua da değil ki.....
O duayı okuyan kişi, o duayı okuyan ağız da önemli. Amma ya bunu bilmiyorlar ya da milleti kandırıyorlar!
Yani, ordu komutanı "arş" dediği zaman 10000 asker yürüyor, amma Sen ve Ben "arş"dediğimiz zaman kimse yürümüyor. Demek iş sadece kelime de değil, yani okunan dua da değil. O kelimeleri, o duayı söyleyen kişi de önemli...
Şimdi, Adam diyor ki "arş" dediğin zaman 10000 asker yürür. Bak işte örneği de var. İyi de be adam o Arş emrini veren komutan nerede? Herkes arş seyince 10000 asker yürür mü? Elbet yürümez!
Aynen bunun gibi; Fatiha suresini okursan şöyle olur, Yasin suresi okursan böyle olur, şu duayı okursan böyle olur, diyorsun.
Doğru da, olur da, örnekleri de var da. Peki... onu okuyacak adam, onu okuyacak ağız nerede?
Milleti kandırmayı bırakın...
Müthiş bir tespit...
***
2248. Dünya ve rahat etmek....
Gece ve gündüz gibi zıt olan iki şey..bu dünyada rahat mümkün değil..
Peygamberimiz sav bu konuda şöyle demiş; lâ rahate fiddünya..dünyada rahat yoktur.
Buna rağmen bu insanların çoğu neden rahat edeceğiz diye boşuna koşturuyorlar o zaman?!
***
2249. Yeme içme, hava su, güneş olmadan yaşayamayız ve ölürüz. Ancak biz değil vücudumuz ölür.
Çünkü bunlar maddi vücudumuzun ihtiyaçlarıdır ve bunlar olmayınca maddi vücut ölür.
Ruhumuzun yani bizim yaşamak için bu maddi şeylere ihtiyacımız yoktur. Yani yarın kabirde biz aynı olacağız amma ne yiyip içeceğiz ne de nefes alacağız.
***
2250. ELİNİZDEN GELİRSE, YAPABİLİRSENİZ KUTUP YILDIZI GİBİ OLUNUZ!
Gökyüzünde sayısız yıldız vardır ve bunların yeri devamlı değişir, bir tanesi hariç. O hep aynı yerdedir. Bu yıldız kutup yıldızıdır.
Kutup yıldızının yeri sabittir ve herkes bunu bilir. Kesinlikle herzaman hep aynı yerde olduğu için insanlar yollarını şaşırdıkları zaman o yıldıza bakarak yollarını bulurlar.
Aynen öyle de; siz de hep aynı olunuz, her olay karşısında değişmeyiniz. İnsanlar bilsinler ki siz hep o'sunuz. Ve sizi örnek alsınlar, ne yapacaklarını şaşırdıkları zaman size danışsınlar. Sizin varlığınız onlara güven versin. Hani kutup yıldızı orada, öyleyse kaybolmam veya yolumu şaşırmam güveni gibi.
***
2251. Cenab-ı Hakk'ın bütün isimlerinin tecellisi sonsuz olduğu gibi konuşması da sonsuzdur. O hem mahlukatın hâl dili ile hem de bizim gibi kâl dili ile konuşmaktadır.
Bu konuşmaları duyabilenlere ne mutlu...
Allah'ın "kulakları vardır, duymazlar" dediklerinden olmamak dileklerimle...
***
2252. Cenab-ı Hak kâl dili ile de yani bizim gibi de konuşmaktadır. Ancak zalim olan insanoğlu Onun konuşmasını duymamak için kulaklarını tıkamaktadır.
***
2253. Cenab-ı Hak bizzat bizim gibi konuşarak emir ve yasaklarını bildirmiştir ve bildirmeye devam etmektedir.
Ne var ki haddi aşan insanoğlu Onun emir ve yasaklarına göre yaşamayı yasaklamıştır. Hatta Onun emir ve yasaklarına göre yaşayalım demeyi bile suç kabul etmektedir.
İnnel insene leyetğa...
İnnehü kene zalumen cehulâ..
İnnel insene lâzalumun keffar..
***
2254. Allah cc konuşuyor, bizim anlayacağımız dil ile. Amma biz müslümanlar bile Rabbimiz ne diyor? Diye merak edip dinlemiyoruz.
Bu kadar olur.
***
2255. Allah cc bize ne diyor, bizden ne istiyor?
Bunu anlatan hocaları, alimleri dinle ve bunu anlatan kitapları oku;
Veya, Alimleri, kitapları bu maksatla dinle ve oku..
İşte alimlerin işi budur, yazdıkları kitaplardan maksad budur; Onu anlatmak,Onu göstermek, Onu bildirmek.
Sen de bu maksad ile onları dinlersen mesele yoktur..
***
2256. Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam bize Onu anlattı;
Allah bizden ne istiyor, Emir ve yasakları nedir, neleri seviyor, neleri sevmiyor, Ne istiyor Neyi de istemiyor ve hakeza...
İşte Peygamberimizi sav dinlerken bunları anlamak için dinle...
Alimler peygamber varisleridir; onları da bu maksad ile dinle..onlar da bu maksad için anlatsınlar.
Maksud O'dur.
***
2257. " Bana yürüyerek gelene ben koşarak gelirim" diyen Rabbimizin sözü öylesine bir laf değildir. Gerçekten sen ona doğru yürü, göreceksin ki O sana koşarak geliyor.
***
2258. Aslında bizim için, yani ruhumuz için hakikatte zaman geçmiyor.
Mesela geçen sene yapmış olduğunuz bir güzel hareketi hatırladığınız zaman iyi ki yapmışım diye seviniyorsunuz, mutlu oluyorsunuz, demek ruhunuz için o aynen devam ediyor.
Gene 1 sene önce veya 10 sene önce yapmış olduğunuz kötü bir hareketi hatırladığınız zaman üzülüyorsunuz.
Demek geçmiyorlar, ruhumuz için her şey devam ediyor.
***
2259. Bu dünyada akıllı olan nefsinin meşru isteklerini bile terk eder,
Akılsız olanlar da değil meşru, nefsin gayri meşru ve haram olan isteklerini yerine getirmek ile meşgul olurlar.
Peygamberler ve Onların yolundan gidenler hep birinci yolu takip etmişler ve izzetle dünyada yaşamışlar ve dünyadan izzetle geçmişlerdir.
Diğerleri ise daha dünyada perişan olmuşlardır.
***
2260. Akıllı insanlara zaman yetişmez, onlar daha çok iş yapabilmek için uykularını bile azaltırlar.
Akılsız insanlar ise zaman geçireceğiz diye boş işlerle, oyun eğlence ile meşgul olurlar, hatta haramlara girerler!
***
2261. Olması gereken yerde korku hayatı muhafaza eder, yersiz korkular hayatı zehir eder.
***
2262. Hiç uğraşma! Yol iki;
Ya Allah'ın istediği gibi yaşarsın ya da nefsin.
Varılacak yer iki;
Allah'a itaat edersen cennete, nefsin peşinde gidersen cehenneme varırsın.
***
2263. Zahir ile hakikat arasında öyle ince, şeffaf bir perde var ki adeta yok gibidir. Ehl-i hakikat zahir ile hakikati aynı anda seyreder.
Amma bu perde bir açıdan da o kadar kalındır ki, hakikate geçmenin önünde o kadar engeller vardır ki, adeta aşması imkansızdır.
***
2264. Filistin işi devletlerin işidir, senin değil.
Sen böyle meselelerde dua eder va zalimlere buğz edersin. Vazifen budur.
Amma devlet cihad yapar, seni de çağırırsa gidersn.
Yoksa eline silahı kafana göre alıp gitsen, hatta bir kaç yahudiyi öldürsen suçlu olursun.
Sen dinini öğren ve dinimizin sana verdiği vazifeleri yap.
Dinimizin sana yüklemediği vazifeler ile meşgul olma.
Amma sen kendini ve haddini bilmediğnden "dünyayı ben idare ediyorum" sanıyorsan, o zaman manen hastasın demektir. Git bir mürşide, manen tedavi ol.
***
2265. Üstad hz.leri bazı meseleler için " bana yazdırıldı" diyor.
Evet, doğru söylüyor, evet, yazdırılıyor.
Amma birilerinin aklı buna ermiyor ve bunu çok eleştiriyorlar.
Elbette senin her işe aklın ermeyecek. Senin aklın ermiyor diye o şey yok mu olur? Sen aklın ermediği işlere karışma!
Allah peygamberlere vahyediyor. Sana etmedi diye vahyi inkâr mı edeceksin?
İlham da devam ediyor. Sana ilham gelmeyince ilhamı inkâr mı etmen gerekiyor?
***
2266. Bu gün bile Allah Celle celalühu kullarına yeni bir mesaj vermek isterse bazı kullarına bunu ilham eder, onlarda bunu insanlara söylerler.
İnsanlar da bunu o şahıs söylüyor sanırlar. Bunun böyle olduğunu ehli hakikat anlar.
Allah'ın odun olan ağaçlardan rızık göndermesi, tavuktan yumurta, inekten süt göndermesi gibidir.
Ruzkı Allah gönderir, ağaç, tavuk, inek sadece vasıtadır.
***
2267. Allah seni yoktan var etti, çünkü sen hiç yok idin. Yok olduğun günleri düşün!
Daha sonra bu dünya nimetlerinden istifade edecek duygularla donattığı bir vücut bineğini senin için yarattı ve seni bu bineğin içine yerleştirdi ve dünyaya gönderdi.
Senin hiçbir hakkın olmadığı halde, seni bu muazzam, harika nimetlerle dolu aleme getirdi.
Sen dünyaya gelir gelmez bu sonsuz nimetlerden istifade etmeye başladın, hiçbir hakkın yokken.
Öyleyse sen şu anda istifade etmekte olduğun sonsuz nimetler için sonsuz şükretmeye mecbursun.
Hiçbir hakkın olmadığı halde Allah sana sonsuz nimetler verdi, bu senin hakkın değildi lütuf olarak verdi.
Öyleyse sonsuz şükretmek boynun borcudur. Sakın bir de nankörlük etmeyesin!!!
***
2268. Yapabilirseniz....
SIRADAN OLMAYIN!
Çünkü tarih iyi veya kötü, sıradan olanlardan bahsetmez!
Gerek yaptığınız hareketlerle, gerek mesleğiniz ve işiniz itibari ile ve gerekse yaşadığınız hayat itibari ile sıradan olmayın.
Önünüze gelen her fırsatı değerlendirip hayatın üzerine yürüyün, engeller sizi durduramasın. Siz olaylara göre değil, olaylar size göre şekillensin, hatta tarih sizi yazmasın, siz tarihi yazın.
Sıradan olmayın, yapabilirseniz....
Öylesine gelip grçmeyin hayattan, iz bırakın!
***
2269. Adam 70 yaşına gelmiş, hiç diyor mu ki, 70 yıldır yemek yiyorum, bıktım artık yemek yemekten, artık yemeyeceğim.
Elbette demiyor, hatta artan iştahla yemek yemeye devam ediyor. Çünkü ihtiyaç devam ediyor.
Aynen öyle de, ruhun gıdası da ibadet, zikir ve şükür gibi şeylerdir. Ruh ta ibadet, zikir ,fikir, şükür gibi ibadetlere doymaz! Çünkü, ihtiyaç devam ediyor.
İnsan aç kalınca nasıl kıvranıyor, ruhu da aç kalırsa sıkıntıdan, stresten bunalıyor, ne yapacağını şaşırıyor.
***
2270. "Tarih sizi yazmasın, siz tarihi yazın"
Bugün bu cümle hoşuma gitti..elbette yapabilirsen..
***
2271. Bir film çevriliyor, açık saçık bayan öğretmen veya doktor medeni, topluma faydalı, dürüst vs. rolünde.
İmam veya hoca efendi rolündeki ise sahtekâr, yalancı, gerici oluyor? Neden?
İmam veya hoca efendi doğru, dürüst ve toluma faydalı olsun, açık saçık öğrrtmen rolündeki bayan sahtekâr rolünde olsun.
Olmaz değil mi?
Az sahtekâr değilsiniz!
Garip olan müslümanım diyenler de bu rezilliği para vererek izliyor.
Gavur filmlerine bakıyorsun, orada da din adamı rolündekiler gayet saygın ve toplumun önde gelenleri oluyor.
Sen bunları öylesine mi yapılıyor sanıyorsun?
Hepsi bilerek yapılıyor amma sende bunu anlayacak feraset nerede?
***
2272. Evvvet Üstad'ım! Dediğin gibi oldu;
Üstadımız diyor ki:
Evet bu zamanda merak ile, radyo vasıtasıyla( şimdi televizyon, internet), ciddî alâkadarane küre-i arzdaki boğuşmalara merak edip bakanlar, dikkat edenler, maddî ve manevî pek çok zararları vardır.
Ya aklını dağıtır manevî bir divane olur, ya kalbini dağıtır manevî bir dinsiz olur, ya fikrini dağıtır manevî bir ecnebi olur.
Kastamonu - 37
AYNEN ÖYLE OLDU...
***
2273. "Hikmeti hükümeti bilmiyoruz"
Yani hükümet ne yaparsa yapsın, sakın eleştirme, yanlış işlerinden dolayı ikaz etme! Çünkü, hikmeti hükümeti bilmiyoruz!
Bediüzzaman hz.leri bu sözü hükümetlerin yanlış işlerini örtmek için mi söylemiş?
Onun bu sözünü hükümetin her yanlış işini hoş görmek veya göstermek için kullanmak nasıl bir iştir?
Hikmeti hükümeti bilmiyoruz. Öyleyse hükümet ne yaparsa yapsın, vardır bir bildiği deyip ses çıkarmayacak mıyız, ikaz etmiyecek miyiz? Üstad hz.leri bu sözü bunun için mi söylemiş?
Bırakın kardeşim, bırakın... Üstad hz.lerinin sözlerini çarpıtmayı..
Anlamıyorsunuz, bilmiyorsunuz, kendiniz sapıp gittiğiniz gibi milleti de saptırıyorsunuz!
***
2274. Sen dine uyacaksın, dini kendine uydurmayacaksın! Yani;
Bir hareketi yapıp da sonra da bunun dinde yeri var mı diye fetva aramayacaksın.
Eğer böyle yaparsan dini kendine uydurmuş olursun!
Önce din ne diyorsa onu okuyup anlayacaksın ve sonra da kendini ona uyduracaksın. Arada fark çoook büyüktür, anlayabilirsen.
Maalesef günümüzde genel olarak insanlar dini kendilerine uydurdular. Çünkü maksadları dünyayı elde etmek idi. Dünyayı elde ettiler de...Amma neticede?
Netice böyle oldu...vaziyet ortada...
***
2275. Üstad Hazretleri "zaman cemaat zamanıdır" diye ısrarla bundan bahsetmiş amma, cemaat nasıl olur, cemaat olunca büyük bir kuvvet meydana gelir, bu kuvvet nerede kullanılacak, nasıl kullanılacak, bunlardan bahsetmemiş!
Buyurun nurcu abiler sizi dinliyorum..bu konuda şimdiye kadar tek satır yazılmamış!
***
2276. Yıllarca süren başörtüsü mücadelesinde kadınların bir tek derdi vardı; evlerinden çıkmak, erkeklerin arasında çalışmak, erkeklerin eline bakmaktan kurtulup ekonomik özgürlüklerini elde etmek, ayaklarının üzerinde durmak, 3-5 kuruş dünyalık elde etmek, Kariyer yapmak vesaire...
Onları anladık.....
Peki koca koca adamlar neden o Kadınların peşine takılıp gittiler? Şimdi de yanlış yapmışız diyorlar!
Siz çok yanlışlar yaptınız ve yapmaya devam ediyorsunuz, maalesef...
Vee ahirette bu yanlışların hesabı sizi bekliyor...
***
2277. Güneş gibi ol!
Herkes onun hangi saatte doğacağını ve hangi saatte batacağını bilir ve herkes ona göre hareket eder, işini gücünü ona göre ayarlar. Güneş ise kimseye göre hareket etmez!
Sen de güneş gibi ol. Ne yapacağın belli olsun, o zaman herkes sana göre hareket eder!
***
2278. Biz "eti senin kemiği benim" denerek öğretmene teslim edilmiş bir nesiliz ve hâlâ bu gün 60 yaşında olduğumuz halde hayattaysa öğretmenimizin elini öpen, saygı gösteren bir nesiliz.
Öyle çocuğa bir tokat attı diye " sen benim çocuğumun psikolojisini bozdun" diye okul basan mahkemelere koşan zavallı günümüz nesli ile hiç alakamız yoktur; her ne kadar bu hanzolar bizim çocuklarımız olsa da.
Garip olan bizler hayatımız boyunca psikolojik bozukluk nedir bilmedik amma bu yeni nesil daha ilk okulda psikolojik problemler yaşamaya başladı. İlk okulda psikoloğun ne işi var?
Günümüz 30-40 yaş gurubu neslin durumu hiç iyi değil. Çocukları problemli... Özellikle bizim nesil hayat sahnesinden çekilince bunların dönemi iyice yaşanmaz hale gelecek diye düşünüyorum.
Kısaca hanzolar dönemi geliyor, on sene demez!
***
2279. Dosdoğru adam nasıl eğri görünür?
Gayet basit.....senin gözün bozuk ise adamı eğri görürsün, sonra da adam eğri diye iftira atarsın!
Suç adamda değil senin gözündedir. Amma sen bunu bile anlamaktan uzaksındır.
***
2280. Üstad Hazretlerinin "yazdırıldı..." sözünden rahatsız olanlar kendilerince haklıdırlar. Zira öyle bir şeyi bilmiyorlar, kendilerinde öyle bir durum yok.
Hani günümüz ilahiyat hocaları "evliya da neymiş, keşf keramet yoktur, tayyi mekan tayyi zaman olmaz" diyorlar ya....aynen öyle.
Neden böyle diyorlar?
Çünkü kendilerin de yok, bu yüzden herkeste de yok sanıyorlar!
Herkesi kendileri gibi biliyorlar...onların bu işlere akılları ermez.
***
2281. Ağaçlar güzel örnektirler; onlar odundur ancak Allah güzel nimetlerini onlar ile gönderir. Dolayısıyla insanlar o ağaçlara önem verirler, bakımını yaparlar, suyunu verirler ve zararlı şeylere karşı Onu korurlar.
Amma ağaç ile gelen güzel nimetleri odun olan ağaçtan değil, Allah'tan bilirler.
Aynen alimleri de öyle biliniz. Örneği alimlere de tatbik ediniz. O zaman alimler ile olan ilişkiniz dengeli olacaktır.
***
2282. Bir memedee süt meydana gelmişse, mutlaka onu emecek bir yavru da vardır.
Aynen onun gibi elbette şu yazdıklarımızı okuyacak ve istifade edecek kişiler de vardır.
Selam olsun onlara...
***
2283. Mütevazi ol! O zaman sana verilir; hem maddi hem manevi...
Dikkat et! Dlencilerin bile boynu bükük olanlarına yardım edilir, verilir.
***
2284. Insanlar paraya, altına, arabasına, eşyasına ve hakeza önem verirler ve onlara olan muameleleri ona göre olur.
Değer vermedikleri şeylere ise muameleleri başka olur.
Aynen onun gibi; karşınızdaki insan size değer veriyor mu vermiyor mu hareketlerinden belli olur.
Eğer size değer vermiyorsa ondan uzaklaşın!
***
2285. Aslında yarın yoktur!
Bunu anlayan çok şeyi fark eder.
***
2286. Dünyayı elde etmek için yönelirsen, dünya seni manen boğar, en aşağı insanlara hizmetçi yapar.
***
2287. Deccal dönemi öyle acayiptir ki müslümanım diyenler bile Kur'ana zıt olan anayasa ve beşer kanunlarını savunurlar!
***
2288. Ayetle sabittir ki, kişi azrail as'ı görünce ve öleceğini anlayınca ilk hayıflandığı ve dediği şey" Ya Rabbi, beni kısa bir süreye kadar ertelesen de sadaka versem"
Madem öyle, şimdi ne duruyorsun, versene...
***
2289. Senin birşeyden istifade etmen için illa o şeyin senin olması getekmez! Bak, güneş senin değil amma istifade ediyorsun. Hava senin değil amma kullanıyorsun. Dünya senin değil amma içinde yaşıyorsun ve hakeza..
***
2290. Nefis ve şeytan...
Onları dahi Allah yaratmıştır. Allah demeden kımıldayamazlar.
**
2291. Türk ordusu PKK sayesinde dünyanın bütün orduları ile savaşacak hale gelmiştir.
Demek şer gördüğümüz nice şey bizim için hayr olabilirmiş!
***
2292. Cumhuriyet kurulduğundan beri avrupa gavurlarından kanun dileniyoruz.
Hatta günümüzde o kadar ileri gidildi ki, avrupa gavurları ne emretti, o kanunu çıkardılar. Gerçek bu...
Ben devletin başına geçsem, farzı muhal olarak, kanun da hazır, sistem de.
Allah ne emretmişse tatbik ederim, peygamberimiz sav ne yapmışss onu yaparım. Bu kadar basit.
Avrupa gavurlarının emrine girmektense Allah'ın emrini yapmak daha güzel değil mi? Daha şerefli olmaz mı?
***
2293. Melekler dediler ki"bizim senin bildirdiğinden başka ilmimiz yoktur"
Peki meleklerin yok ta, ey insanoğlu, senin var mı? Elbette yok.
Allah cc ilmi isteyene veririm buyurmuş. İnsanoğlu buğday ister, bunun için tarlayı eker, amma buğdayı veren Allah'tır. Allah cc buğdayı kime verdi? Tarlayı ekene, yani isteyene...
Adam uçmak istemiş, çalışmış ha çalışmış. Allah uçağı yapıp uçmayı kime nasip ediyor? İşte o çalışıp isteyene.
Telefon da öyledir, televizyonda, arabada, aklına ne gelirse...
Demek, melekler gibi, insanın da Allah'ın bildirdiğinden başka bir ilmi yoktur.
Allah cc şöyle buyurdu" Allah'ın ilminden Onun dilediğinden başkasını kavrayamazlar"
***
31.5.2021 tarihine kadar